TFF doğru yolda mı?
Depremin acısı kolay kolay geçmez. Allah kalanlara sabır, kaybettiklerimize de rahmet eylesin. Tabii bu arada spor müsabakaları da durduruldu. Çok yerinde bir karar oldu. TFF de Hatayspor ve Gaziantep’in Süper Lig’den çekilme kararlarını kabullendi ve ligin böyle olursa 17 takımla devam edeceğini bildirdi. Doğru karar. Bu arada Beşiktaş’ın bence acemi başkanı, bu takımların düne kadar oynadıkları maçların da sayılmaması istedi. Düşen iki takım olacak ve aşağıdan geleceklerle beraber 20 takımla oynanacak. Bence en doğrusu bu...
Öncü Galatasaray...
Kulüplerimiz deprem bölgesine tonlarca yardım nakletti. Helal olsun! Bu eylemin öncülüğünü de Galatasaray yaptı. Bir kere daha helal olsun! Şimdi de özellikle “Üç Büyükler” oynayacakları maçların hasılatlarını da deprem bölgesine aktaracaklar. Bir kere daha helal olsun! Trabzonspor da aynı hareket içinde... Ona da helal!
Hidayet Kardeş o formaya ne dersin?
Bizim gazetenin geçtiğimiz hafta içinde bir fotoğrafı beni hayli üzdü ve şaşırttı. Fenerbahçe’nin basketbol takımının formasının önünde, “Parçalayacağız” gibi bir cümlecik yer almış idi... Hiç yakıştı mı acaba? Tabii burada TBF ne yapacak merakla onu bekledim. Ama ne bir ses, ne bir nefes! Acaba diyorum bu federasyonun başkanını basketbol ile uzaktan yakından ilgisi olmayan birinden mi seçsek? Hey gidi Osman Solakoğlu abi hey!
Yabancılar yarıştı!
Avrupa’nın ünlü kulüplerinde oynayan ünlü yıldızlar da deprem bölgesine yardım yetiştirme yarışına girdi... Sağ olsunlar, var olsunlar! Tabii ki bazı şerefsiz yabancı basın da adilik yarışına devam etti. Dilemem ki onların da başına gelsin ama illaki akıllarını başlarına aldıracak bir şeyler lazım!
Jesus bak minik Mesut ne diyor!
Bizim gazetenin pazar günkü spor sayfasında tepede bir haber vardı. Depremden kurtarılan minik Mesut daha sedyesinin üstünde iken şöyle sesleniyordu : “Jesus Hoca, Arda’yı mutlaka oynat!” Yani Mesut bile Arda’nın artık sahaya ilk on birde çıkması gerektiğini görmüş. Ama sanırım ki Prof. Jesus kafayı değiştirmez...
Yıkılmaz binanın tavanları!
Pazar günkü sayfamızda “Yıkılmaz bina var” başlıkta kısa bir yazım vardı. Tekrar okuyunca bir şey unuttuğumu fark ettim. Ne mi? Bu eski Tercüman gazetesinin olduğu binanın katlarını ayıran tavanını bir görseniz diliniz tutulur. Nasıl tarif etsem ki... Görmek gerekir... Boydan boya uzanan kolonlar ve aralarında da sadece sıva... Bence gidip görünüz!
Siz neredeydiniz 1939’da ey yangıncılar?
Şu sözüm ona muhalefetin ekranları var ya, sıkılmadan hâlâ bu acı günlerin hesabını sormak için yarışıyorlar. Yahu ey uçucular, 1939 depremi kimin iktidarında olmuştu acaba? Devletin başında kim vardı? 32.700 kişi kaybedilmişti. Biraz tarihinize bakın sonra feryat idin! Doğal afetlere kulp aramak ancak şaşkınların işidir...
Herkes Trabzon’a...
Bu akşam Trabzon’da Avrupa Kupası maçı var. Rakip Basel... Bugüne kadar gelişen haberlerde başta üç büyük kulüp olmak üzere birçok başkanın tribünlerde olacakları yer aldı. Harika! Dayanışma diye buna denir işte... Böyle bir tablo için illaki acı mı tadalım?