Amerika ve Çin'de baş gösteren ekonomik yavaşlama, kendini emtia fiyatlarında hissettiriyor. Petrol 77 dolara kadar gerilerken altın 1655'li seviyelerde. Dünyada şu an iki temel mesele var. Bunlardan birincisi, küresel ekonomik yavaşlama. Bunun resesyona dönüşüp dönüşmeyeceğini birkaç ay içinde hep birlikte göreceğiz ancak mevcut vaziyet bu haliyle bile piyasalar üzerinde büyük baskı kuruyor. Amerikalı tüketicilerin harcamaları, gelirlerinin azalmasıyla birlikte ağustos ayında düştü. Çin'de ise artan enflasyonu kontrol altına almak için hükümetin uyguladığı ekonomiyi soğutucu politikalar ciddiyet arz ediyor. Ancak Çin, Amerika'nın ardından dünyanın en çok petrol tüketen ikinci ülkesi. Dolayısıyla, bu ülkedeki büyümenin yavaşlaması, petrol fiyatlarında da büyük düşüşleri beraberinde getiriyor. Büyük ekonomilere yönelik endişelerin artması, güvenli limanlar Yen, Frank ve Dolar'a değer kazandırırken sermaye piyasalarını soğutuyor. İçeride 1.87'yi gören Dolar'ın 1.85'in altına inememesinin sebebi dış şoklar. Euro ise Dolar karşısında son 8 ayın en düşük seviyesine, 1.33'e geriledi. Elbette Amerika istihdamı artırıcı yeni paketler üzerinde çalışırken, Merkez Bankası FED de ekonomiye destek olmayı sürdürüyor. Ancak bu çözümler, sadece orta-uzun vadede başarılı olabilir. Halbuki piyasadaki temel problem, hükümetlerin bütçe açıkları ile mücadele ederken yeterli oranda ekonomik büyüme sağlayamamaları. Bu durum büyüme rakamlarını baltalarken tedirginlikleri artırıyor. Amerika ve Çin'e ilave olarak bir de tabii AB borç krizimiz var. Avrupa liderleri dün Lüksemburg'da bir araya geldi. Toplantı yapmaktan bıkmayan liderler, ortak bir ses çıkarmayı bir türlü beceremiyor. Şimdi de, elinde Yunan tahvili olan bankaların çok büyük zararlar yazma ihtimali var. Bu durumda AB'nin tüm finans sistemi tehdit altında kalacak. Nitekim, bilhassa bankacılık sektörüne ait hisselerde büyük gerileme görülüyor. Yunanlı yetkililer AB/IMF'ten son kredi dilimini alacaklarını belirtseler de son gelen haberler net bir sonuca ulaşılamadığı yönünde. Pazar günü açıklanan bütçe taslağına göre Yunanistan, ekonomik daralmanın çok fazla olması yüzünden AB/IMF'in şart koştuğu bütçe açığı oranlarını bu yıl ve gelecek yıl yakalayamıyor. Hal böyle olunca yardım paketinin tutarı olan 109 milyar Euro bile yeterli gelmeyebilir. Euro/Dolar 1.3311 seviyesinin aşağısına inerse, düşme hızı şiddetlenebilir. Halen 1655'li seviyelerdeki altının daha da toparlanacağını ve 2000 dolar seviyesine orta-uzun vadede çıkabileceğini düşünüyorum. Zira hem fiziki talep hem de güvenli liman özelliği altını gözden düşürmüyor. Dışarıdaki şoklar bitmediği sürece Dolar/TL'nin düşmesini beklemek zor. Bu sebeple yurt dışı gelişmeleri yakından incelemek USD/TRL için çok önemli. Problemlerin devam etmesi ise yukarı yönlü baskıyı daha da artırabilir.