Evliya kabrini ziyaret

A -
A +

Sual: Bir evliyanın kabrini ziyaret ederken nelere dikkat etmelidir? CEVAP: Seyyid Abdülhakim-i Arvasi hazretleri buyuruyor ki: Büyük bir zatın kabrini ziyaret eden kimse, ona rabıta ederse, yani dünya işlerini hiç düşünmeyip, kalbine hiçbir şey getirmeyip, o zatın ruhunu, his organlarıyla anlaşılamayan bir nur farz ederek, bunu kalbinde bulundurursa, o ruhtan, kendi kalbine bir şeyler akmaya başlar. Çünkü evliyanın ruhları, feyzlerin kaynağıdır. Kaynağı kalbine koyan, bunun feyzine, nimetine, bilinmeyen ihsanlarına elbette kavuşur. Ruhu kuvvetlenir, olgunlaşır. Kabir yanına gelince, önce selam verilir. Kabrin sağ yanına yani kıble tarafına, ayak ucuna yakın durur. Tanıdığı gibi, şeklini, suretini hatırına getirir. Euzü ve besmeleyle bir Fatiha ve 11 İhlâs okur. Sevabını, Resulullah efendimizin, bütün Peygamberlerin, Eshab-ı kiramın ve Evliya-i izamın ruhlarına ve bu zatın ruhuna hediye eder. Onun ruhunu, gönlünde bulundurur. Kalbinde bir şey hâsıl oluncaya kadar durur. Gelen kimse almasını bilirse, o zat da, vermeye ehil, olgun bir veliyse ve şartları gözeterek beklerse, elbette bir şey ele geçer. Bu şartlar, o zatın kendisini tanıdığına, selamını işitip cevap verdiğine, ruhunun, kâmil, olgun olduğuna, ruhunun bir zamana ve yere bağlı olmadığına, nerede hatırlarsa, oradaymış gibi feyz vereceğine, Allahü teâlânın, feyzini, ruhun gıdasını, onun ruhuyla gönderdiğine inanmaktır. Üzüm isteyen, bağa gidip asmadan koparır. Erik ağacına gitmez. Su isteyen, kaynağa, pınara, çeşmeye gider. Ağaca, sobaya gitmez. Buğday isteyen, tarlasını sürer, eker, biçer. Çocuk isteyen, evlenir. İlaç isteyen bir hasta, doktora ve eczaneye gider. Bakkala, avukata gitmez. Kalbin gıdasını, ruhun temizliğini isteyen de, evliyanın kalbine, ruhuna başvurur. Allahü teâlâ, bu nimetlerini, Evliyanın kalbinden göndermektedir. Her şeyi yaratan, gönderen, yalnız Allahü teâlâdır; fakat her şeyi belli bir sebeple göndermek, Onun âdetidir. Onun nimetine kavuşmak isteyenin, Onun âdetine uyması, sebebi arayıp, bulup, öğrenip, Onun sebebine yapışması lazımdır. Sebepleri aramamak ve öğrenmek istememek, Allahü teâlânın âdetini bozmak olur. Bir kabirden feyz almak için, o zata karşı, diriymiş gibi, edep ve saygı göstermek gerekir. (R. Şerife) VÂRİSİ OLMAYANIN VASİYETİ Sual: Hiç vârisim yok. Malımın kaçta kaçını vasiyet edebilirim? CEVAP: Vârisi olmayan, malının hepsini de vasiyet edebilir. Vârisi olansa, üçte birinden fazlasını vasiyet edemez. Vasiyet etse de, üçte birinden fazlası yerine getirilmez. Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com - www.mehmetalidemirbas.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.