Tarih ve medeniyet düşmanları

A -
A +

ABD ve İsrail "Korsan devlet" özelliğini taşırlar. Çünkü bir devletin tarihi yanında medeniyeti ve millet olma vasfı için de asırlar geçmesi gerekir. Oysa bu iki devlet kuruluşundan itibaren saldırgan, yağmacı, aç gözlü ve medeniyet düşmanıdırlar. Irak işgal edildiğinde ABD ordusu sadece Petrol Bakanlığı binası ile petrol tesislerini korumaya aldı. Böylece yalnız Irak değil bütün dünyanın 10 bin yıllık müze ve kütüphanelerini korumayı reddetmiş oldu. Zaten yağmalanan ve bir daha yerine konulması mümkün olmayan tarihi eserler işgalci ABD ordusunun subay ve erlerinin çantasında ve tarihi eser mafyasının elindedir. İslâm Dünyasının kültür hazineleri yağma edilirken, Amerikalılar sadece petrolü koruma telaşı içinde idiler. Kaldı ki Irak'ta demokrasi kurulursa ABD işgal güçleri bir gün bile bölgede barınamaz. Kitle imha silahı gibi demokrasi getirme de bahane idi. Asıl hedef Irak petrolünü ele geçirmek ve İsrail'in güvenliğini sağlamaktı. Nitekim çocuk katili Şaron, açıkça "ABD'yi biz idare ediyoruz" diyebilmektedir. Bu sözü doğrudur. Bush Siyonist Yahudi lobisinin uşağıdır. Metropolitan Müzesi idarecileri Irak'tan yağma edilen tarihi eserlerle 2008 yılında Mezopotamya sergisi açmak için hazırlıklara başlamışlardır. Irak'ta Osmanlının 167 tarihi binası vardı. Kanuni Sultan Süleyman Han'ın kışla olarak kullandığı binanın yerinde şimdilerde derin bir çukur (krater) vardır. Nice mukaddes yerleri ABD hayâsızca tahrip etmiştir. Amerika'da çıkan Washington Post gazetesinin Bağdat muhabiri William Branigin'in haberine göre: ABD askerleri Saddam'ın saraylarındaki yükte hafif pahada ağır ne varsa yağmalamıştır. Tabii ABD askerleri Irak bankalarını unutmamışlardır. Sadece Tikrit bankalarından çaldıkları 1 milyar 26 milyon dolardır. Sözleşme mi? O da ne? İkinci Dünya Savaşından sonra 1954'te Lahey Sözleşmesi ile birlikte "Silahlı Çatışma Durumunda Kültürel Varlıkların Korunması Sözleşmesi" hazırlanmıştır. 103 ülke (Türkiye ve Irak dahil) bu sözleşmeyi imzaladığı halde ABD ve İngiltere imzalamamıştır. Yağmalama savaş suçudur. Kültür katliamına şahit olan İngiliz yazar Robert Fisk röportajında: "Eğer Irak'ın milli mirası korunmak isteniyorsa, o halde neden ABD ordusu 158 hükümet binasından sadece 2 tanesini (Petrol ve İçişleri Bakanlıkları) korudu? Diğer bütün binalar yanıyordu. Binalar yanarken ABD askerleri yanan binaların bahçelerinde keyifleniyorlardı. Bu bütün hikayeyi özetliyor. Ben milli müzeye Osmanlı ve Devlet arşivlerinin bulunduğu milli arşivlere, milli kütüphaneye ve Diyanet İşleri binalarına ilk giren gazetecilerdenim. Dökümanlar üzerlerine benzin dökülerek yaktılar. Gözümle gördüm. İronik ama 26 sayfa Osmanlı dökümanını kurtarmayı başardım. Osmanlı kayıtları, zabıtlar, Mekke Emiri Şerif Hüseyin'in Bağdat Valisi Ali Paşaya yazdığı mektuplar. Ürdün sınırından geçerken Ürdün'lü yetkililer bu kayıtları benden aldılar ve geri vermediler. Onlardan, bana kayıtların geri verileceğine dair yazılı bir belge istememe rağmen başarılı olamadım. Kur'an-ı Kerim'lerin (El yazma ve İslâm büyüklerine ait) bulunduğu Diyanet kütüphanesi gözümün önünde kundaklandı. ABD askerleri mani olmadıkları gibi teşvik ediyorlardı. Böylece çoğu 16. asrın ve daha eski yıllara ait Kur'an-ı kerimler gözümün önünde kül oldular." Batı'nın en cesur gazetecisi Robert Fisk'e göre: "Yakında Irak'ta bağımsızlık savaşı çıkacaktır." Allahü teâlâ'nın mukaddes kitabı KURAN-I AZİMÜŞAN'ı yakanlar ve seyredenlerin üzerine büyük belalar gelecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.