Tunus

A -
A +

Şu anda Tunus, her haliyle Fransa'nın bir uzantısıdır. Osmanlı Devleti 307 yıl Tunus'a hakim olmuşşa da, Fransa'nın 87 yıllık Tunus işgali ile Osmanlıdan şöyle dursun, İslâmiyetten bile birkaç zerre kalmamıştır. Fransa Tunus'ta yalnız Osmanlı'yı ve Türk izlerini değil, İslâmi yaşayışı da silip süpürmüştür. % 90'nı Arap asıllı olan Tunus'ta resmi dairelerde yazışmalarla birlikte ana okulundan en yüksek okullara kadar eğitim ve öğretim Fransızca yapılmaktadır. Çoğu Osmanlıdan kalan camiler ise sadece namaz vakitleri açılır ve namaz biter bitmez derhal kapılar kilitlenir. Cemaatin çoğu yaşlılardır. Gerçi genç nesillerden de az da olsa namaz kılan varsa da camiye gitmek risklerle doludur. İslâm düşmanı Zeynel Abidin Ben Ali (İsmi güzel ama) İslamın amansız düşmanı bu diktatörün uşakları tarafından camiye giden gençler rejim düşmanı olarak sorgulanır ve çoğu hapishanede çürür ya da yargısız infaz ile zulme ve işkenceye maruz kalırlar. Nitekim İslâmiyete inandıkları ve sadece Allahü teâlâ'nın rızası için ibadet edenlerden binlercesi yargısız infaz ile öldürülmüştür. 8 milyon nüfuslu Tunus'ta 150 bin polis (60 milyon nüfuslu Fransa'daki polisin 2 misline yakın) 1 milyon gizli polis ve ajan ve 2 milyon parti üyesi ile Tunus açıkhava hapishanesidir. Tunus'ta gösteri yapılamaz. Devletin gizli müşavirleri İsrailli olduğu için İsrail'i hiç tenkit edemezsiniz. Dernek kuramazsınız. Kanuni olarak siyasi faaliyetlerde bulunamazsınız. İnsan hak ve hürriyetlerinden bahseden konferanslara katılamazsınız. Biraz önce dediğim gibi dernek hiç kuramazsınız. 3 kişi bir araya gelip konuşamazsınız. Seyahat hiç edemezsiniz. Hatta evinize misafir bile kabul edemezsiniz... Bunları ben söylemiyorum. Tunuslu gazeteci Tevfik Bin Birik'in, Fransa'da çıkan "Liberation" gazetesinde "Bin Ali'nin artık şakası yok" başlıklı yazısında yer almaktadır. Bu yazar insan haklarını savunduğu için Tunus'ta hapiste idi. 2000 yaz aylarında yemek yememeye başladı. Fransa'daki insan hakları kuruluşları bu gazeteciyi kurtardılar. Tevfik Bin Birik, Tunus diktatörü hakkında korkunç ithamlarına yazımda yer vermedim. Tunus başta Fransa olmak üzere İtalya ve İsrail'in sömürgesi durumundadır. Ve Tunus'un ekonomisi Zeynelabidin Bin Ali'nin ikinci eşi Leyla'nın kardeşleriyle 12 ailenin elindedir. Yazar'a göre Devlet Başkanı, Batı'nın bilhassa Fransa'nın kuklasıdır. Zeynel Abidin de Batı'nın kendisini desteklemeye mahkum olduğunu, her ne pahasına olursa olsun yürüttüğü diktatörlüğü savunacağını düşünerek ve ne kadar çok insana işkence ve zulüm edilirse, iktidar koltuğunun, o kadar sağlamlaşacağına inanmaktadır. Geçmişte sadece Müslümanlara düşman idi. Şimdi ise laik, demokrat, liberal, komünist yani ne olursa olsun insanlık düşmanıdır. Tunuslu yazara göre: "İnsan hürriyetine karşı baskıları ve haksız yere hapsetmeleri sürdüren Tunus Devlet Başkanı, hiçbir yerden hiçbir baskı ve ceza görmeyeceğinden emin bir şekilde gaddarlığını habire katlıyarak artırıyor. Batı bu kanlı diktatöre karşı aslında sesini hiç çıkarmıyor. Tunus'ta meşhur SS adı verilen özel kuvetler, İçişleri Bakanlığına ait bodrumlarında işkence yapıyorlar." Zeynel Abidin Ben Ali muhalefet partilerine ait gazetelerin masraflarının % 50'sinin devletçe karşılanmasını yasal güvenceye bağlamıştır. Ama Tunus'ta muhalif gazeteler bile Zeynel Abidin Ben Ali'nin yalakasıdırlar. Kanuna göre gözaltı süresi 3 gün olup, suçu ispatlanamayanlara devletin tazminat ödemesi gerekiyor. Ama bu gösteriştir. Dindarlar ve insan haklarını savunan laik, liberal, komünist ve çeşitli düşünceye sahip onbinlerce kişi yargısız infaz ile hapishanede yatmaktadırlar." Zulüm payidar olmaz, "Zalimin hasmı Allahü teâlâdır" Bu dünya hiçbir zalime kalmadı. "Allahü teâlâ, ihmal etmez imhal eder." Not: Okuyucularımın mübarek Kurban Bayramını tebrik ederim. Dünya ve ahiretleri için duacıyım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.