1997 yılında gittiğimiz Bosna-Hersek'te duvarlara yazılmış slogandı başlığımız: "Bağışlayabiliriz ama unutmayacağız!" Böylece Sırpların giriştikleri insanlık dışı katliamlara ve soykırıma gönderme yapıyorlardı. İsrail'in, Gazze'ye yardım konvoyuna gerçekleştirdiği saldırı ve 9 masum insanı katletmesi ile yaşanan gelişmeler, "Bilge Kral" lakaplı Devlet Başkanı Aliya İzzetbegoviç yönetimindeki Boşnakları hatırlattı. Evet, bugün Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun çabaları sayesinde Bosna-Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan 1992-1995 arasındaki kin, barut ve kan kokan günleri geride bırakarak, geleceğe doğru birlikte adım atıyorlar. Boşnaklar, Sırp ve Hırvatları bağışladılar ama kendilerine reva görülenleri unutmayacaklar. İsrail beklenen özrü dilese bile Türkiye ve Türk milleti de İsrail'in uluslararası sularda yaptığı korsanlığı ve katlettikleri 9 şehidi hep akılda tutacaktır. Kılıçdaroğlu'na "Recep Bey" uyarısı! Kemal Kılıçdaroğlu, Türk siyasi hayatını dizayn etmek isteyen çevrelerce ortaya çıkarıldığı iddia edilen bir kaset operasyonu ile sürpriz şekilde CHP Genel Başkanlığı'na oturdu. Kendisinden beklenti yüksek. Ama Genel Başkan seçildiği kongrede partinin, halkın değil Genel Sekreter Önder Sav'ın tapulu malı olduğu ortaya çıktı. İlk seçimlerdeki performansı ve kalıcı olup olmayacağı merakla bekleniyor. Şu ana kadar en orijinal çıkışını, Başbakan Erdoğan'a "Recep Bey" diye seslenerek yaptı. Bu da CHP tabanında kabul gördü. Fakat Kılıçdaroğlu'nun bu söylemi yeni değil. 2002 yılında Genç Parti'yi kurarak siyasete soyunan Cem Uzan'ın o sırada sahibi olduğu gazete ve televizyonlar da benzer bir kampanya yürütmüşlerdi: "Tayyip, artık kirlendi. Biz ona Recep Erdoğan diyeceğiz!" Sonrası malum. Kore'den, nükleer santral için sıkı pazarlık Türkiye, Rusya ile Mersin Akkuyu nükleer santral anlaşmasını imzaladı. Uluslararası bir sözleşme, ilk kez TBMM'nin onayından geçirildikten sonra yürürlüğe girecek. Hükümet böylece muhtemel iptal davalarının önünü, "uluslarararası sözleşmeler yasaların üzerinde olduğu için Anayasa'ya aykırılık iddia edilemez" kuralı ile kesecek. Sinop'ta kurulacak nükleer santral içinse Kore ile pazarlıklar sürüyor. Anlaşmanın Cumhurbaşkanı Gül'ün pazartesi günü bu ülkeye yapacağı gezide imzalanması arzusu da bu yüzden gerçekleşmedi. Sorun, Türkiye'nin Rusya ile yaptığı anlaşmanın aynısını Kore ile yapmak istemesinden kaynaklanıyor. Buna göre Türkiye, Kore'nin de Rusya gibi santralin tüm maliyetini üstlenmesini istiyor. Kore ise maliyetin yüzde 70'ini kendisi, yüzde 30'unu ise Türkiye'nin karşılamasında ısrar ediyor. Bakalım görüşmeler nasıl sonuçlanacak.