Merkez Bankası (MB), yönetimi değişti. Birileri, Serdengeçti'yi "ihracat düşmanı" ilan etmişti. Şimdi ne diyeceklerini ve yeni yönetimden neleri talep edeceklerini, doğrusu çok merak ediyorum. Serdengeçti'nin "ihracat düşmanı" ilan edilmesi ne kadar saçma ise, yeni yönetimin "ihracat dostu" diye takdim edilmesi, o kadar yanlıştır. MB'nin politikaları, ihracat açısından elbette "nötr" değil; ama tartışmayı "düşman ya da dost" ikilemine indirgemek, sağlıklı bir tartışma ortamını dinamitlemekten başka bir işe yaramıyor. İhracatı ve istihdamı artırmak adına, MB'nin yakasına yapışmak, patinaj yapmaktır. Havanda su döveceğimize, yapısal reformlara odaklanmak, çok daha rasyonel bir yaklaşımdır. Devam! MB Başkan Vekili Erdem Başçı, "aynen devam" mesajı verdi. Özetle ifade etmek gerekirse, Başçı: * Fiyat istikrarı diye tanımlanan temel amaçtan sapma olmayacağını, * Para politikasının 2005 Aralık ayında ilan edilen 'Enflasyon Hedeflemesi Rejiminin Genel Çerçevesi ve 2006 Yılı Para ve Kur Politikası' metninde yer aldığı şekilde sürdürüleceğini * Enflasyon hedefinin 2006 için yüzde 5, 2007 ve 2008 yılı için ise yüzde 4 olarak açıklandığını, ancak bir belirsizlik aralığının da öngörüldüğünü, * Dalgalı kur rejimine devam edileceğini, söyledi. Yeni dönemde, ortaya çıkabilecek bir iç ya da dış şok durumunda, bazı farklı düzenlemeler olabilir. MB'nin, Hazine ve bankacılık sektörü ile yürüttüğü ilişkilerinde, birtakım değişiklikler gündeme gelebilir fakat MB'nin para ve kur politikasında, köklü bir değişim beklenemez. Çıpanın kredibilitesi Daha önce de yazmıştık, 2006 itibariyle piyasalara deklare edilen "enflasyon hedeflemesi" rejiminin ön şartları şöyleydi: * Kamu borçlanmasının piyasalar üzerindeki baskısının kalkması * İstikrarlı kur ve faiz * "Kur-fiyatlar genel düzeyi" ilişkisinin zayıflaması * "Faiz- enflasyon" ilişkisinin güçlenmesi *** Yukarıdaki şartları, mükemmelen sağlayabildiğimizi söyleyebilir miyiz? Hayır! Ne var ki, bu konuda ciddi adımların atıldığını göz ardı edebilmek mümkün değil. Bilindiği gibi, mali disiplini tesis etmek, niyet mektuplarında yer aldığı şekliyle "Faiz Dışı Fazla" hedefini tutturmak ve borç dinamiklerini iyileştirmek bakımından maliye politikasından gelen destek, enflasyon hedeflerinin tutturulmasında, MB'ye önemli katkılar sağladı. Özellikle IMF, "enflasyon hedeflemesi" diye tanımlanan çıpanın devam edebilmesi için, bu desteğin, kesintisiz bir biçimde sürdürülmesini istiyor. Neden mi? Çıpasız kalmamak elzem, ama benimsediğiniz çıpayı savunabilmek kaydıyla. Savunulamayan çıpalar, kredibiliteyi berhava eden bir fünyeye dönüşüveriyor. "Enflasyon hedeflemesi"ni, Şubat 2001 krizinde telef ettiğimiz "döviz kuru çıpası"na benzetmemek için, mali disiplini, MB'nin özerkliğini ve kredibilitesini deldirmemek gerekiyor. Sizce, başka çare var mı?