Değirmenin suyu...

A -
A +

Ekonomi coştuğunda, cari açık kuyruğu diktiğinde, açığın finansmanı kısa vadeye yoğunlaştığında.. Ne olur? İktisatçı taifesi, pirelenmeye başlar. Sonra da haklı olarak sorar: -Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Böyle geldi, ama böyle gider mi? Şimdilerde olan, tam da budur. Cari açık, bizim gibi ülkelerin büyüme modelini ve büyümenin finansmanını özetleyen kritik bir göstergedir. Cari açığı ve sermaye hareketlerini tartışmak demek, büyümenin sürdürülebilirliğini tartışmak demektir. Özetlemek gerekirse.. İç tasarrufların yetersizliği sebebiyle, ekonominin çarkı dış kaynakla dönüyor. Bir başka deyişle, değirmenin suyunun kritik bir bölümü dışarıdan geliyor. Dolayısıyla, dış finansmanın sarsıntısız bir biçimde devam etmesi çok önemli. -Peki, bu işin başka yolu yok mu? - Var, elbette.. *** Daha önce de yazdığımız gibi, kısa dönemde cari açığı hızla buharlaştıracak tek çözüm, "hastayı bitkisel hayata sokarak ateşini düşürmek", yani kriz çıkarmaktır. Hatırlatmak gerekirse.. Küresel resesyon sayesinde, cari açıktan da kurtulmuştuk. Negatif büyümeyle birlikte, enerji ve ham madde fiyatlarında ortaya çıkan gerilemenin de katkısıyla, cari açık süratle azalmıştı; hattâ bazı aylar itibariyle "cari fazla" vermeye başlamıştık. Geçmişte de böyle olmuştu, Türkiye ekonomisi sadece krizli yıllarda cari açığı daraltabildi. Ne var ki.. İşler normale döndüğünde, büyümeye başladığımızda, cari açıkla olan seviyeli beraberliğimiz, yeniden göz kırpmaya başladı. Sebebi son derece açık. İç piyasaya yönelik üretimin ve ihracatın bir bölümünün ithalata olan bağımlılığını, kısa dönemde ortadan kaldırabilecek harika formüllerimiz yok. Ekonomiyi, "...büyüme-cari açık-büyüme..." diye tanımlanabilecek bir döngüden çıkarabilecek alternatifleri üretmek kolay değil. *** Ne yapılabilir? Çare yok mu? Şunu unutmayalım.. Faizler ve kurlar ile oynayarak zaman kazanabilir, problemi halının altına süpürebilirsiniz, ama ortadan kaldıramazsınız. Cari açık probleminin gündemden düşmesi için, orta vadeli bir yapısal dönüşüm gerekiyor. Yapısal dönüşümden kastedilen, ülkenin küresel iş bölümündeki yerinin değiştirilmesi, rekabetçi sektörlerin yeniden tanımlanması ve yapılandırılmasıdır. *** Merkez Bankası'nın yakasına yapışarak, sadece para ve kur politikalarına yoğunlaşarak, küresel rekabet ortamında ayakta kalamazsınız. İş âleminin bir kısım temsilcileri, bu gerçeklerin farkında. Darısı, diğerlerinin başına...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.