Kriz olur mu?

A -
A +

Telefonum çalıyor. Arayan, Bay Sıcak Para... Ne iyi ettin de aradın, diyorum. Sıcak Para, kriz uyarısı yapan iktisatçılara çok kızmış. Görüşmeyi özetliyorum: Hemen sormak istiyorum, kriz olur mu? Ne zaman kaçıyorsunuz? Böyle saçma soru az bulunur, ama cevap vermeye çalışalım. Neden kaçalım ki? Biz burada risk alıyoruz, para kazanıyoruz. Birilerinin zannettiği gibi, bizim zarlarımız cıvalı değil! Bir kısım iktisatçı taifesi eski ezbere takılmış, iki yıldır patinaj yapıyor. Sözün kısası, aşırı değerli TL'den ve cari açıktan kurtulmak için kriz çıkarmak zorunda değilsiniz. Kriz olmaz, ama şunları ihmal etmeyin. Üç tane çıpanız var: ABD, AB ve IMF. ABD ile olan ilişkilerinizi sağlam bir temele oturtun. Orta Doğu'da size düşen rolü benimseyin. AB'ye uyum çalışmalarına hız verin. IMF ile imzalanacak Stand-by'ı geciktirmeyin! Emriniz olur, efendim! Ekonominin ısınması, enflasyonun düşmesi, öngörülenden hızlı büyüme, çok tehlikeli bir yan ürün doğurmadı mı? Cari açık finanse edilemez boyutlara ulaşmadı mı? Bunları Cari Açık Kakafoni Orkestrası'nın konserlerinde öğrendiniz herhalde. Cari denge, bir ekonomide olup biteni açıklayabilmek, yorumlayabilmek bakımından gerçekten çok kritik bir gösterge. Cari işlemler açığının büyüklüğü, bileşimi, nasıl finanse edildiği elbette çok önemli. "Faizi hızla düşürelim, ondan sonra kur dalgalansın, ihracat artsın, ithalat gerilesin, cari işlem açığı azalsın!" noktasından hareket eden ve ekonomiyi bir başka dengeye oturtmak isteyen parlak fikirlere katılamıyoruz. Türkiye, mali disiplini sağlamaya, enflasyonu düşürmeye, borç dinamiklerini iyileştirmeye, yapısal reformları sürdürmeye devam ettiği sürece, risk algılamaları düzelir ve cari işlemler açığının finansmanında problem yaşanmaz. Dalgalı kur rejimi, ancak böyle bir ortamda kendisinden beklenen sarsıntı ve şok emme fonksiyonunu yerine getirebilir. Cari işlemler açığını bir saatli bombaya dönüştürerek risk primi üretmek ve ekonominin temel aktörlerinin ufkunu karartmak istemiyorsanız, ihracat ve turizm gelirlerini artırmak zorundasınız. İthalatı dizginleyebilmenin birtakım kısıtları olduğunu unutmayın. Bazı piyasa oyuncuları ve derecelendirme kuruluşları, ekonomi hakkında "kırılgan iyileşme"(fragile recovery) değerlendirmesi yapıyor. Ne dersiniz? Enflasyon, büyüme, faiz dışı fazla/GSMH gibi hedeflerin tutturulması, nominal faiz oranlarının düşmesi, kur riskinin taşınabilir düzeyde olması, borç yönetiminin kredibilitesini arttırdı. Sağlıklı borçlu olma yönünde önemli adımlar attınız, fakat kalıcı bir düzelme sağlayabilmiş değilsiniz. Ya dış borç yönetimi?.. 2005 ve 2006 yılında yapılacak dış borç ödemeleriniz yüksek. Bunu çözmenin yolu IMF ile anlaşmak ve IMF'ye olan borcunuzu ötelemektir. Böylece hem döviz kuru, hem de faiz üzerindeki baskıyı hafifletmiş olursunuz. Kur ve faiz ilişkisi nasıl seyreder? Kısa vadeli faiz oranları ile döviz kuru arasındaki ilişki, çok karmaşıktır. TL cinsinden varlıkların getirilerinin düşmesi ya da böyle bir beklenti, döviz kurunda yükselme yönünde bir baskı oluşturabilir. Kısa vadeli faizlerin düşmesi beklentilerin olumluya dönmesine katkıda bulunursa, ters para ikamesinin artması, yani döviz tevdiat hesaplarının çözülmesi ile birlikte kur üzerinde aşağı yönlü bir baskı görülebilir. Bazen de döviz likiditesinde ortaya çıkan dalgalanmalara bağlı olarak, kur, temel ekonomik dengelerden bağımsız bir seyir izleyebilir. Programda meydana gelebilecek bir aksama, beklentilerin kötüleşmesi, borç dinamiklerinin tehdit oluşturması ya da bir dış şok durumunda TL'nin değer kaybetmesi söz konusu olabilir. Teşekkürler, yüreğimize su serptiniz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.