Teraziyi değiştirelim!

A -
A +

"Mülk sahibi-kiracı" ilişkilerini çok çeşitli boyutları ile ele alabilir, yasal düzenlemeler yapabilirsiniz. Bu konuda, hikayeler yazabilir, "insafsız ve iz'ansız, ev sahibi" ya da "hain ve mel'un, kiracı" tipleri türetebilirsiniz. Burada, "Benim bir kiracım vardı...", "Bir ev sahibimiz vardı.." muhabbetine girecek değiliz. Yeni yasa tasarısını, kiracı ya da mülk sahibi gözüyle tartışmaya ise hiç niyetimiz yok. Bizim sıkıntımız çok farklı. Kira artışları, enflasyon hedefini engelliyormuş? Peki çözüm nedir? Çözüm, kiraların kontrol edilmesiymiş! Çözüm, Tek Parti döneminin iktisat söylemini hatıra getiriyor. Milli Şef İsmet İnönü, TBMM'nin yeni toplantı dönemini açarken demişti ki: "Bulanık zamanı, bir daha ele geçmez fırsat sayan eski batakçı çiftlik ağası ve elinden gelse teneffüs ettiğimiz havayı ticaret metaı yapmaya yeltenen gözü doymaz vurguncu tüccar. Büyük bir milletin bütün hayatına küstah bir surette kundak koymağa çalışmaktadır." Milli Şef, hızını alamayıp devam ediyor ve çözümü de söylüyor: "Üç, beş yüz kişiyi geçmeyen bu insanların vatana karşı aşikar olan zararlarını gidermek yolu elbette vardır!" Milli Şef, mülk sahiplerinden dert yanmıyordu, ama zihniyet itibariyle aynı garabeti yansıtıyordu. Dönemin iktisat politikasının köşe taşlarını oluşturan, Milli Korunma Kanunu, Varlık Vergisi Kanunu ve Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu gibi düzenlemeler de mahut felsefenin ürünüydü. Bu kasvetli gezintiden sonra günümüze dönebiliriz. Çözüm kolay mı? Size buram buram şark kurnazlığı kokan bir çözüm önerebilirim. Meselâ kirayı endekslerden çıkarabilirsiniz, ya da kira denilen kalemin ağırlığını azaltabilirsiniz. Problem, halledilmiş olur. Böyle bir çözüm, diyet yapmayı erteleyen bir obezin, terazinin ayarlarını değiştirerek kendi ağırlığını azaltmasına benzer; ama olsun, biz böyle çözümlere bayılırız. Daha radikal bir çözüm isterseniz, sallandırın birkaç tane ev sahibini, bak bakalım bir daha zam yapabiliyorlar mı? Terziyi ayarlayarak zayıflayamayız, aynayı temizleyerek güzelleşemeyiz, termometrenin üzerine buz koyarak ya da kaynar su dökerek oda sıcaklığını değiştiremeyiz, ama endeksi değiştirerek enflasyonu düşürebiliriz! Tek Parti kafası ile bakarsanız, piyasayı tamamen pasif uyum gösteren bir değişken olarak niteler, istediğiniz gibi eğip bükeceğinizi vehmedersiniz. Ünlü spekülatör Soros, her alanda piyasa çözümünü körü körüne yüceltenleri "piyasa yobazı" (market fundamentalist) olarak niteler. Bu satırların yazarı, bu anlamda bir "piyasa yobazı" değildir, ama şuna inanmaktadır: Bu dünyada mükemmelen işleyen piyasalar olmadığı gibi, bunlara her zaman müdahale edebilecek mükemmel bürokrasiler de bulunmuyor. Piyasa çözümünü beğenmeyebiliriz. Ne var ki, piyasaya müdahale, bazen piyasa çözümünü aratacak aksaklıklara yol açabilir. Ulusal ve uluslararası pratik, böyle söylüyor. Problemin temelinde gelir dağılımındaki savrulmalar ve ekonomik istikrarsızlığın hem sebebi hem sonucu olan yüksek reel faizler var. *** Ne yapabiliriz? * Faizleri düşürüp uzun vadeli konut finansmanı sağlayabiliyor musunuz? * Enflasyonu tetiklemeksizin, sağlam ve uzun vadeli finansman paketleriyle inşaat sektörünü canlandırabiliyor musunuz? * Milli gelir çorbasında rantiyenin kepçesini küçülterek, üretenlerin ve çalışanların kaşığını büyütebiliyor musunuz? İşte o zaman, kiralar, endekslerinizi tehdit etmez. Sonuç: Ekonomik probleme, ekonomik çözüm; başka çare yok.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.