Altın devrin devamı...

A -
A +

Hazreti Osman ekseriyetle Peygamberimizin yanında bulunurdu. Vedâ Haccında da Resûlullah efendimizle berâberdi. Peygamberimizin vefâtından sonra Hazreti Ebû Bekir'e bîat edip onun halîfeliği sırasında meşveret meclisinde bulundu. Ebû Bekir Sıddîk'in kendisinden sonra Hazreti Ömer'in halîfe olmasını bildirdiği ahitnâme Hazreti Osman tarafından yazılıp hazırlandı. Hazreti Ömer'in yaralandığında, içlerinden birini kendisinden sonra halîfe seçmeleri için tâyin ettiği altı kişiden biriydi. Bu heyet tarafından hicretin 24. yılında (m. 644) senesinde Muharrem ayının birinci günü halîfe seçildi ve bîat olundu. 12 sene hilâfet makâmında kalan Hz. Osman cesurdu. Hiçbir felâket karşısında sarsılmamıştır. Bunun için halîfeliği de başarılı geçmiştir. Bilhassa halîfeliğinin ilk yılları. İslâm târihinde altın bir devir teşkil eden Ebû Bekir ve Ömer radıyallahü anhümâ devirlerinin bir devamıydı. Devrinde birçok fetih yapılmıştır. Horasan, Hindistan, Mâverâünnehr, Kafkasya, Kıbrıs Adası ve Kuzey Afrika'nın birçok yeri, onun devrinde İslâm topraklarına katılmıştır. Yine onun halîfeliği sırasında Şam'da vâlilik yapan Hazreti Muâviye komutasındaki ordu Kıbrıs Adasını alarak Akdeniz'de önemli bir mevki elde etti. O zaman Bizans'ın hükümet merkezi olan İstanbul da Hazreti Muâviye tarafından kuşatıldı. Hazreti Osman herkese lâyık olduğu vazifeyi verirdi. Onun tâyin ettiği vâlileri, emirleri, onu sevmekte ve emirlerini yapmakta, askerlikte ve memleketleri fethetmekte, çalışkanlıkta en seçme kimselerdi. Onun zamânında İslâm memleketleri batıda İspanya'ya kadar, doğuda Kabil ve Belh'e kadar genişletildi. İslâm orduları denizde ve karada büyük zaferler kazandı. Hicaz'daki ve Irak'taki bakımsız yerleri, güvendiği kimselere ve yakınlarına verip, zirâat âletleri de temin ederek çalıştırırdı. Millete çok toprak kazandırarak zirâatı geliştirip, bağlar, meyve bahçeleri yetiştirdi. Kuyular kazdırıp, kanallar açtırdı. Arabistan'ın kuru toprakları onun zamânında en bereketli yerler gibi olmuştu. Emniyet ve huzur da böylece kendiliğinden meydana gelmişti. Hanlar, misafirhâneler yapılmıştı. Ticâret ve nakliyatta kolaylık da, bunlara bağlı olarak gelişmişti. Mal, servet artıp iş hayâtı canlandı. Onun zamânında Medîne'de tarla sürmeyen, bağ yetiştirmeyen kimse kalmadı. Bu bereketi ve huzûru gören Eshâb-ı kirâm, Hazreti Osman'ı çok takdir ettiler...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.