Azap bulutu geliyor!

A -
A +

Hûd aleyhisselam zamanında, iman etmiş olan Nüheyl isminde bir zat vardı. Bu zat, kavmin ileri gelenleri ile beraber bulunur, onların iman etmeleri için devamlı nasihat ederdi. Uzun müddet böyle devam ettiği hâlde, kavminde hiçbir değişiklik olmadığını görüp, bu işten vazgeçti. Kendisi gibi iman edenlerle birlikte bir köşede ibadet ve taat ile meşgul olmaya başladı. Bir gece uykuda bir ses duydu. Rahmanî olan bu ses şöyle diyordu: "Ey Nüheyl! Başını kaldır, semaya doğru bak! Kavminin üzerine gölge veren ve onların üstüne kadar gelen azap bulutunu seyredip, ibret al!" Hakikaten, Ad kavminin üzerinde, zulmetten yaratılmış siyah bir bulutun, büyük bir dağ gibi durmakta olduğunu gördü. Korkuyla uyanan Nüheyl, doğruca Amr ismindeki amcasının oğlunun yanına gitti. Korku ve dehşet içerisinde, gördüğü hâli ona anlattı. Daha önce kendisinin, çok uğraştığı hâlde, bu azgın kavme söz geçiremediğini söyleyip, gidip bu hâli Ad kavmine haber vermesini talep etti. Bunun için dedi ki: "Git, Adoğullarına benim gördüğüm bu hâli anlat! Hidayete kavuşmalarına çalış! İman etmeleri için gayret göster!" Amr gidip, kavmine bunları anlattı. Hûd aleyhisselamın anlattıklarını kabul etmeyen, apaçık mucizelerini gördükleri hâlde yine inkâr eden Ad kavmi, Amr'ın sözlerine aldırmadılar ve onu reddettiler. Hatta öldürmeye kalktılar, fakat buna güçleri yetmedi. Amr, ellerinden kurtulup Nüheyl'in yanına geldi ve olanları haber verdi. Nüheyl de, bu durumu Hûd aleyhisselama bildirdi. Bu hâli, kavmine bizzat kendisi anlatabilmek için ondan izin alıp, Gays vadisine gelerek, Ad kavmini yanına topladı. Nüheyl, Ad kavminin arasında, sözü dinlenir bir zat idi. Uykuda gördüğü hâli onlara uzun uzun anlattı. Yumuşaklıkla, tatlılıkla, onların iman etmelerine gayret etti. Fakat, bu Ad kavmi idi ve hakkı, hakikati kabul etmemek hususunda sanki ahdleri vardı. Ne anlatılsa, ne gösterilse kâr etmiyor, inanmıyorlardı. Nüheyl'in sözlerine, anlattıklarına da kulak asmadılar. Alay ederek dediler ki: "Ey Nüheyl! Zamanımızda peygamberlik işi size mi kaldı? Demek ki, peygamberlik size geldi. Siz bu işinize devam edin. Fakat devamlı olarak bizi azapla korkutuyorsunuz. Ama hâlâ biz, o dediğiniz azaplardan, sıkıntılardan, güç hâllerden hiçbir şey görmedik. Eğer siz, bizleri azap ile korkuttuğunuz bu sözlerinizde sadık iseniz, dediğiniz azapları bize de gösterin!"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.