Gönül kimi severse...

A -
A +

İslam büyükleri, başlarına bir iş geldiğinde, kaza ve kaderde ne varsa onun olacağını hatırlarlar ve acele karar vermezler, sabırlı olurlardı. Çünkü kaza ve kadere inanmak imandandır. Acelecilik ise şeytandandır. Zamanın birinde, yeni evlenen gencin biri, ilim öğrenme hevesi ile köyden ayrılır. Uzun bir yolculuktan sonra şehre varıp medrese ararken ameleye ihtiyacı olan bir zengin ile karşılaşır. Zengin iyi para verince niyetini bozup onun yanında çalışmaya başlar. 20 sene bunun yanında çalışıp üç bin dinar para biriktirir. Sonra köyüne dönmeye karar verir. Yolda, konakladığı bir yerde biri, "Bende öyle bir nasihat var ki, bunu alan dünyada ve ahirette rahat eder, fakat bedeli bin dirhem" der. Adam, buna bin dirhem vererek, karşılığında, "Kaza ve kaderde ne varsa o olur!" nasihatini alır. Yoluna devam eder. Başka bir konak yerinde, yine böyle birisi ile karşılaşır. Bin dirhem de ona vererek, karşılığında, "Gönül kimi severse, güzel odur!" nasihatini alır. Yoluna devam ederken, başka bir konaklama yerinde yine birine rastlar. Kalan parasını da buna verip karşılığında, "Hoşlanmadığın bir durumla karşılaştığın zaman acele etme!" nasihatini alır... Yoluna devam eder. Yolda bir kalabalık ile karşılaşır. Yanlarına vardığında derler ki: "Şu kuyunun içinde bir deli var, yanında da bir kız var. Köyümüzün su vanasını kapattı. Kim içeri girerse öldürüyor. Bizi bu sıkıntıdan kurtarana, şu çömlekteki altınları vereceğiz" derler. Adamın aklına birinci nasihat olan, "kaza ve kaderde ne varsa o olur sözü" gelir. Kuyuya iner. Deli, "Sana bir soru soracağım bilirsen vanayı açacağım" diyerek, "Bu kız mı güzel yoksa şu kurbağa mı?" diye sorar. İkinci nasihat aklına gelerek bunu söyler. Deli, kurbağayı sevdiği için bu söz hoşuna gider. Vanayı açar. Adam da, önceki parasından çok fazla olan altınları alıp köyüne döner. Evinin penceresinden baktığında, içeride hanımının yanında genç birini görür. Hemen bıçağına sarılır. Bu sırada, üçüncü nasihat alkına gelir. Kapıyı çalar. Hanımı kapıyı açıp kendisini görünce, içeriye "Bak, oğlum, baban geldi" der... Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.