Her şeyin hayırlısı

A -
A +

Sa'dî Şîrâzî hazretlerinden kıssalar: Yoksul bir kimsenin hanımı, bir çocuğunun olmasını çok arzû ediyordu. Gece gündüz yalvararak dedi ki: "Eğer şânı yüce Allah bana bir oğul verirse, giydiğim şu hırkadan başka neyim varsa dervişlere dağıtacağım." Allahü teâlâ duâsını kabûl etti. Günü geldi bir erkek çocuğu oldu. Fakîr şenlik etti. Adadığı gibi, dostlarına sofra kurdu. Sevincine diyecek yoktu. Yıllardan sonra Şam seferinden dönüyordum. O kimsenin mahallesinden geçtim. Durumlarını sordum. Dediler ki: - O fakîr kimse şimdi zindanda hapis. - Sebep ne? - Oğlu şarap içmiş, kavga etmiş, birinin kanına girmiş, şehirden kaçmış. Ayırmak için kavgada babası da olduğundan yakalayıp hapse attılar. Dedim ki: - Bu belâyı Allahtan yalvara yalvara istemişti. Ey anlayışlı kimse, kadınların yılan doğurmaları, hayırsız evlât doğurmalarından daha iyidir. Bunun için bir şey isterken mutlaka hayırlısını istemelidir... *** Yalnız yaşayan bir derviş, sahranın bir köşesinde oturuyordu. Yanından bir padişah geçti. Derviş, başını kaldırıp hükümdara iltifat etmedi. Padişah da, saltanatın verdiği azamet dolayısiyle, öfkelendi: Vezir dervişe dedi ki: - Yeryüzünün padişahı yanından geçti. Niçin saygı göstermedin? Terbiyenin icâbını neden yerine getirmedin? Derviş cevap verdi: - Padişaha söyle de, kim kendisinden ni'met umuyorsa saygıyı ondan beklesin. Şunu da bilsin ki, padişahlar halkın koruması içindir, halk padişaha boyun eğmek için değil. Her ne kadar ni'met, onun devlet kudretiyle elde edilirse de, padişah, fakîrin koruyucusudur. Koyun, çoban için değildir. Fakat çoban, koyun içindir. Padişah, dervişin sözünü beğendi: - Benden bir şey iste, dedi. Derviş cevap verdi: - Bir daha beni rahatsız etmemenizi istiyorum. Padişah: - O hâlde bana öğüt ver, deyince derviş şunu söyledi: - Şimdi elinde nimet varken düşün! Bu devlet de, saltanat da elden ele geçip gidecektir. Kalıcı olan ahiret için yapılandır. Yapılan ibadet bile olsa Allah rızası için yapılmamışsa dünyalık olur, dünyada kalır. Hadîs-i şerîfte, "Dünyalık olan şeyler, mel'ûndur. Allah için olan şeyler, Allahü teâlânın râzı olduğu şeyler, mel'ûn değildir" buyuruldu. Dünyalık olan şeylerin, Allahü teâlâ indinde hiç kıymeti yoktur. Dîne uyarak kazanılan ve kullanılan rızık, dünyalık olmaz. Dünya nimeti olur. Hadîs-i şerîfte, "Dünyalık olan şeylerin Allah indinde sivrisinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kâfire bir yudum su vermezdi" buyuruldu. Kâfirlere, dünyalığı çok vererek, onları felâkete sürüklemektedir. Hadîs-i şerîflerde, "Mü'minin Allah indinde kıymeti, topladığı dünyalık kadar azalır" ve "Dünya sevgisi arttıkça, âhirete olan zararı da artar. Âhiret sevgisi arttıkça, dünyanın ona zararı azalır" buyuruldu. Hazret-i Ali diyor ki: Dünya ile âhiret, şark ile garb gibidir. Birine yaklaşan, diğerinden uzaklaşır. Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.