İmam-ı Rabbani hazretleri bir talebesine buyuruyor ki: Her ibâdeti seve seve yapmalıdır. Kul hakkına dokunmamaya, hakkı olanları ödemeye, titizlikle çalışmalıdır. Üzerimizde kimsenin hakkı kalmamasına çok dikkat etmeliyiz! Hakkı Dünya'da ödemek kolaydır. Nezâket ile, yumuşaklıkla haktan kurtulmak mümkün olur. Fakat, ahırette, iş böyle değildir. Orada, hak altından kurtulmak çok güçtür, çâresi bulunmaz. Kâfirlerin haklarını da gözetmek lâzımdır. Kâfir memleketlerindeki kâfirlerin de mallarına, canlarına ve nâmûslarına saldırmamalıdır. Kâfirlerin kanûnlarına da karşı gelmemelidir. İslamiyeti, dînini iyi bilen ve âhıreti düşünen doğru âlimlere sorup öğrenmelidir. Böyle mubârek insanların sözleri ve kitapları, tesirli olur. Bunların nefeslerinin bereketi ile, sözlerini yapmak kolay olur. Para kazanmak için, rey kazanmak, mevki almak için, din kitabı yazan, nutuk söyleyen, Müslümanları aldatmak için yüzlerine gülen, din hırsızlarının yanından ve kitaplarından kaçmak lâzımdır. Allahü teâlanın Peygamberi "sallallahü aleyhi ve sellem" lâzım olan nasîhatları, açıkça bildirmiş, söylenmedik birşey kalmamıştır. Fakat bu yavru, bize gelip, nasîhat ve yardım istemiş olduğu için, bu yavrunun nasıl, ne yolda bulunduğu sık sık kalbe gelmektedir. Bu bağlılık bu satırların yazılmasına sebep olmuştur. Evet, bu yavrunun böyle sözleri çok işitmiş olduğunu biliyorum. Fakat, yalnız işitmekle, birşey kazanılmaz. Duyduklarını, öğrendiklerini yapmak lâzımdır. Bir hasta, ilâcını öğrenebilir. Fakat, ilâcı kullanmadıkça, iyi olamaz. İlâcı bilmek, onu iyi edemez. Bütün Peygamberlerin "aleyhimüsselâm" ve âlimlerin "rahimehümullah" milyonlarca sözleri ve binlerle kitabları, hep işlemek içindir. Bilmek, kıyâmette faydalı değil, şefâatçı değil, azâb yapılması için huccet ve şâhid olacaktır. Peygamber efendimiz buyurdu ki, "Kıyâmet günü, azâbın en şiddetlisine, en kötüsüne düşecek olan, ilminin faydasını görmeyen, gidişi ilmine uymayan âlimdir". Yavrum, o zamanki tövbenin, bağlılığın bir netîce vermediğini sen de biliyorsun! Çünkü, Allahü teâlâyı seven ve unutmıyanlardan uzak kalman, o saadet tohumunun açılıp büyümesine mani oldu. Fakat, o tohumun çürümemiş olması, bu yavrunun yetişmeye elverişli, nefîs bir cevher olduğunu göstermektedir.. Her ne pahasına olursa olsun, Allah yolunda bulunanlara olan sevgiyi elden kaçırmayınız! Bunlara sığınmak, bunlarla berâber olmak iştiyâkını kalbinize yerleştiriniz!