İslam büyüklerinin şefkat ve merhamet ile ilgili çok enteresan davranışları vardı. Bir gün Ahmed Rıfâi hazretlerinin paltosunun eteğinde, kedisi gelip uyudu. Namaz vakti geldi, kediyi uyandırmaya kıyamadı. Bir süre onu şefkatle seyretti. Uyanmayacağını anlayınca kedinin yattığı yeri kesip namaza gitti. Geldiğinde kedi uyanıp oradan gitmişti. Kesik parçayı paltosuna dikti. Enes bin Malik hazretleri anlatır: Resulullah, çocuklara karşı da insanların en şefkatlisi idi. Oğlu İbrahim'in süt annesi, Medine'nin bir kenarında otururdu. Kadının kocası demirci idi. Resulullah ile bu eve sık sık giderdik. Varınca demircinin dumanla dolmuş evine girer, çocuğu kucaklar, öper ve bir müddet sonra dönerdi. Bir torunu ve kendi oğlu İbrahim ölünce de ağlamış, "Şefkatimden ağlıyorum. Allahü teâlâ ancak merhametli olana rahmet eder" buyurmuştur. Abdülkadir Geylani hazretleri, kendisine hediye gelse, fakir fukaraya dağıtırdı. Fakirlerin ve dervişlerin nafakasını satın almak için, vazifeli hizmetçilerinin, bir başka işi olsa, yahut hastalansalar, kendisi çarşıya çıkar, ev için lüzumlu şeyleri satın alırdı. Bir toplulukla yolculukta olsa ve bir yerde konaklasalar, oradakilere yardım eder buğday öğütür, hamur yapar, ekmek pişirirdi. Bir gün yedi çocuk, ellerinde yarımşar dirhem ile gelip, her biri yarım dirhemini eline koydu ve satın aldırmak istedikleri şeyleri söylediler. Çarşıya gidip, istedikleri şeyleri satın alarak getirip çocuklara verdi. Gönüllerini hoş etti. Bir defasında; "İyi kimselerin hâli malum, ya kötülerinki ne olacak?" diye sorduklarında; "İyi olanlar kendilerini bize adamışlardır. Kötülere gelince biz de kendimizi onları kurtarmak için adadık" buyurdular. Sultan Mahmud, "Bana nasihat ediniz" deyince hocası; "Allahü teâlânın yarattıklarına şefkat göster. Günahlardan sakın, namazını cemaatle kıl, cömert ol!" dedi. Sultan, şeyhin önüne bir kese altın koydu. Buna karşılık şeyh, sultanın önüne arpadan yapılmış bir yufka koydu. Sultan ekmekten bir lokma aldı. Fakat lokmayı yutamadı. Şeyh hazretleri; "Bir lokma ekmeği yutamıyorsun. İster misin, şu bir kese altın bizim de boğazımızda dursun? Biz paralarla olan alakamızı kestik. Şu altınları önümden alın" dedi. Sultan, altınları almak zorunda kaldı. Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr