Kanatlarından vurulan kartallar...

A -
A +

> Salzburg Uluslararası büyük paralar kazanan bahis şirketleri 'büyük zararlar' ettiği ülkelerde organize bir hareket olduğunu tahmin ediyor... O ülkede 'şiddet ve şike' yasalarının çıkması için bastırıyor. Operasyonlar yaptırıyor... Korkuyu salıyor... İki ay önce Bulgaristan'da yapıldı şimdi bizde... Biz istiyoruz ki kirli eller spordan temizlensin... Kim suçlu ise cezasını çeksin... Ama ayırım çok hassas yapılsın... Ömrünü, parasını ve vaktini hatta sağlığını kaybeden insanlar kamuoyu önünde itibarsızlaştırılmasın... Ne acı ki, bizde her operasyon, filin züccaciye dükkanına girer gibi yapılması gelenekselleştirildi... Aynı fil on yıl önce bankalara girmişti... 20 Türk bankası batıran bakan Tantan daha sonra Yurt Partisi kurmuştu! Şimdi nereye baksak ya Amerikan ya da İngiliz bankaların tabelası ile karşı karşıya geliyoruz... * Şimdi sıra yüz yıllık spor kulüplerine geldi... Ne uğruna? Bahis şirketlerinin memnuniyeti uğruna... Öylesine komik bir yasa çıkartılmış ki lastik gibi nereye çekersen çek mutlaka bir suçlu bulunur... Bir kişinin işgüzarlığı yüz yıllık itibarı silebiliyor... Bir hakim ve bir savcı rüşvet aldı diye adliye kapatılıyor mu? Herkesin olduğu bir restoranda çekilen bir resim, bir iki telefon konuşması ve futbolcu simsarları diye bilinen ama artık onlara menajer denilen iki kafadan çatlak yüzünden gelinen noktaya bakın... Türk futbolu kaosta! Kaç yılda geri gelir bu itibar ve güven? Davul zurna ile operasyon yapmak şart mıdır? Gizli yapılsaydı ve tutuksuz yargılanma olsaydı ve suçlu bulunduklarında ise gereken yapılsaydı kim ne diyebilirdi ki? Soruşturma gizli olacak diye yasa var daha bugüne kadar uyan yok... Medya canavarının önüne koyacaksın, delilleri ve ifadeleri servis edeceksin ve bilmem kaçıncı dalgada kimlerin gözaltına alınacağını gazeteci diye geçinen asalaklara vereceksin sonrada soruşturmanın gizliliği esastır diyeceksin... Ama her şey kamu önünde. Adalet, yargısız infazların yapıldığı bir adres midir? Medya, yargının önünde gitmeye bayılıyor... Yargıdan önce yargılamak hastalığı devam ediyor... Sekiz sütundan manşet ve günlerce canlı yayın yaparak iddianameden haber ve yorum yap, beraat edilince de tek sütun ve kısa bir altyazı ile duyuru... İtibarla oynamak bu kadar kolay olmamalı... Ucuzlaştırılmamalı... Yargı, itibara, şerefe dokunurken bin defa düşünmeli... * Ve Metris Cezaevi... Serdal Adalı dostum ve diğer iki arkadaşım Tayfur Havutçu ile Ahmet Ateş dört duvar arasında... Ortadaki tek belge menajerin futbolcularla konuşması... Yani, Obama sizin BJK'da oynamanızı istiyor deseydi, başkan gözaltına mı alınacaktı? Salzburg'da birlikte idik... O kadar rahat ve kendinden emindi ki, hem milyonlarca dolara yabancı futbolcu getirip hem de perde arkasında gidip maç mı ayarlayacağını söyledi ve adının dahi dolaşmasına üzülüyordu... Tebligat geldiğinde ilk iş, pilotunu arayıp gelmesini söyledi. Gülerek gittiler ve daha dönmediler... Oysa kime sorduysak bir şey yok dedi... O makamlara gelen adamlar o kadar rahat yalan söyleyebiliyormuş ki? 'Metris'in önünde durdum Hasreti yerlere vurdum Ben dağlarda uçan kuştum Kanatlarımdan vuruldum' diyen şairin bu satırlarının ne anlattığını artık anlıyorum... Evet, Serdal Adalı bir kartaldı ve kanatlarından vuruldu... Oysa küçük bir lekeye bile tahammül etmezdi. Kurumlar kolay kurulmuyor... Adam gibi adamlar kolay yetişmiyor... Adaleti bekleyelim ama aylar ve yıllarca değil... * Zaferler gölge kabul etmez... "Reddettiğin kadar büyük, kabul ettiğin kadar küçüksünüzdür" der bir düşünür... Beşiktaş bu yüzden reddedip kupayı geri vermiştir... Taa ki içerideki arkadaşlarımız hürriyetine kavuşana dek... Ve masumiyetleri açıklanana kadar... Biz hiç inanmadık.. Dünya inanana dek o tenekeden ibaret kupayı almayacağız... Ama artık bu ülke adamların değirmenlerde un gibi öğütüldüğü bir diyar olmasın... Yazıktır, günahtır... Biliriz ki, iman etmişiz ki, vuran vurulur, kıran kırılır, öldüren öldürülür, çalan çaldırır, ağlayan ağlatılır... İşte ilahi adaletin tecellisi böyledir... Ve tarifi de budur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.