Bir güzel dost diyordu ki; -Çıplaklık sanat olsaydı, Afrika'daki bütün çıplaklar sanatçı olurdu! Afrika'daki çıplaklar açlıktan, gelişmiş ülkelerdeki çıplaklık ise sanattan sayılıyor... 'Kral çıplak' diyen o cesur ve masum çocuğu arıyoruz... Bir de 'sanat, çıplak' diye haykırabilmesine ihtiyaç var... Çıplaklığı 'sanat' kılıfına sokmayı başarabilmiş ender bir ülkeyiz... 80 öncesi Türk Sineması'na sanat adı altında 'porno' filmler çevirterek, ülkeye ahlaksızlığı sokmayı başarabilen güçler; ülkenin binlerce namuslu kadın ve erkeğini çıplak bırakmıştır... Sinemanın hali böyle de gazetecilik daha mı farklı? İki çıplak kadın resmiyle milyonlarca satan Tan gazeteciliği ne yazık ki geri geliyor... Ve digital medya sektöründe yeniden hortlatılıyor... İnternet medyası ve gazetelerin web siteleri artık daha fazla 'tıklanma' ve güya okunma uğruna çıplak kadın resimlerinden medet umuyor... Ki yeryüzünde eski ve yeni, ölmüş veya yaşayan ne kadar manken, oyuncu kadına ait çıplak resim varsa hepsi yayınlanıyor... * Kurgulanmış haberler ışığında ve 'güzeller galerisi' başlığıyla büyük bir rezalete imza atılıyor... Prof.Deniz Ülke Arıboğan bu duruma isyan etmiş ve sitelerin artık poşetlenmesi gerektiğinin altını çizmek zorunda kalmıştır. İnsanların zaaflarına yönelik yapılan yayıncılık her devirde benimsenmiştir... Sinema, resim, tiyatro, magazin, reklam, moda ve medya artık çıplaklığı finansal stratejiden sayıyor ve sanatlaştırarak yoluna hızla devam ediyor... * Şeytanları dahi işsiz bırakan bu finansal stratejinin karşısında hukuk ne yapıyor? Yargıtay 5. Ceza Dairesi 98 yılında ünlü bir medya patronunu mahkûm ediyor ve gerekçesini de şöyle açıklıyor; - Derginin baştan sona çıplak kadın-erkek fotoğrafları ile dolu olup, bu fotoğrafların tümü porno nitelikte olduğu, cinsel uzuvları görünen, seks yapan ilişkiler sergileyen kadın fotoğrafları, kadın-erkek cinsi münasebetlerini görüntüleyen fotoğraflar bulunmakla, çeşitli cinsel hareketleri pornografik düzeyde anlatan ve sergileyen yazılar olduğu görülmektedir. Bu anlatımlar halkın ar ve hayâ duygularını incitici, cinsel arzuları istismar ve tahrik edici nitelikte olup, argo ve edep dışı kelimelerle dolu olduğu anlaşılmaktadır. Kanun hâlâ yürürlükte olduğuna göre bugün niçin kimseye uygulanmıyor... Demek ki şikâyetçi kalmadı...