Kalleşce saldırıların hemen ardından 'sınır ötesi operasyonu' nu gündeme taşımak sıradanlaştı... Bazı basın yayın organları da yarayı kaşıyarak siyasi iktidarı yıpratmayı hedefliyor... Hatta, ABD ile karşı karşıya gelinirse, siyasi iktidarın uluslararası destekten de mahrum kalacağına ve haliyle 'bize de yeni bir gün doğar' beklentisi içerisinde olduğu görülüyor. Sorumsuz siyasetin adreslerinde oturanlar ise stratejilerini 'kaos' üzerine kurarak, sandıktan elde edemedikleri sonucu elde edebileceğini düşünüyor... * Ne hikmetse; sınırlarımızın ötesinde olup bitenlerle kimse ilgili değil. Irak'ın kuzeyinde gerçekleşenleri başka ülkelerin televizyon programlarında görünce işte o zaman gülüyor ve "Atı alan Üsküdar'ı geçmiş!" diyebiliyoruz... Neler oluyor? sorusuna cevap aramak yerine; Neler olmuş? konusunda şu bilgileri verelim... Amerika Demokrasi Enstitüsü Bağdat'tan Irak'ın kuzeyindeki Erbil kentine taşınmış... Erbil'de İngilizce eğitim veren ve yeni açılan Kürdistan Hewler Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapan Amerikalı profesör yakınıyor, 'binalar var ama kurumsallaşmakta sıkıntılı günler yaşanıyor" diyor. Kısacası, Irak'ın kuzeyinde; artık adı da 'Kürdistan' diye başlayan bir parlamento, televizyon, gazeteler, okullar, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, bankalar kurulmuş... Biz ise Irak'ın toprak bütünlüğünden, kırmızı çizgilerden bahsedip dururken, "Kürdistan Bölge Hükümeti Başbakanı" sıfatıyla uluslararası basın kuruluşlarına Neçirvan Barzani demeç veriyor. * Sınırların ötesinde sıradan bir durum sözkonusu değil... Kafayı kuma gömerek, olayların üzerini kapatarak bir yere varamayacağımız gerçek ama bize rağmen birilerinin de Orta Doğu coğrafyasında yeni bir dünya kurduğu da başka bir gerçek. Bize ise 'birlik ve beraberlik' içerisinde kenetlenme görevi düşüyor...