Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Özetle
Kaydet
Köşe Yazıları 2 saat önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahıska Türkleri heyetini ağırlayarak ana vatanlarına dönüş ve vatandaşlık konularında desteklerini yineledi; metin, 1944'teki Ahıska Sürgünü'nün tarihçesini ve Ahıska Türklerinin Gürcistan'a geri dönüş mücadelesindeki zorlukları detaylandırıyor.
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahıska Türkleri heyetini kabul ederek ana vatanlarına dönüş ve vatandaşlık konularında desteklerini yineledi; Türkiye, 170 bin Ahıska Türkü'ne istisnai vatandaşlık sağlamıştır.
  • Ahıska Türkleri, 14 Kasım 1944'te Sovyetler Birliği tarafından stratejik güvenlik kaygılarıyla Gürcistan'dan Orta Asya'ya zorla sürgün edilmiş, bu "etnik temizlik" sürecinde büyük acılar yaşamışlardır.
  • Sovyetler sonrası Gürcistan'ın 1993'teki "şartlı dönüş" yasasına ve AİHM kararlarına rağmen, bürokratik engeller, mülkiyet sorunları ve yerel Ermeni nüfusun muhalefeti geri dönüşü engellemektedir.
  • 50-60 bin potansiyel başvuru sahibinden yalnızca 1.998'i Gürcistan'a dönüş için onay alabilmiş, dönenler ise tam yasal statüden yoksun kalmakta ve etnik temelli saldırılara maruz kalabilmektedir.
  • Türkiye'nin Ahıska Türklerine yönelik güçlü diaspora desteği ve uluslararası baskıları, onların ana vatanlarına dönüş mücadelesinin çözümünde önemli bir rol oynama potansiyeli taşımaktadır.
a- | +A

Ahıska Türkleri önceki gün Külliye ’de idi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Kasım’da ‘Dünya Ahıskalı Türkler Birliği’ heyetini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırladı. Kabulde Erdoğan, "Ahıskalı kardeşlerimizin ana vatanlarına geri dönmeleri ve vatandaşlık almaları konusuyla yakından ilgileniyoruz" diyerek Ahıska Türklerine empati ve desteğini tekrarladı...

Türkiye şu ana dek 170 bin Ahıska Türkü'ne istisnai vatandaşlık, 150 binine ise yardım sağladı. ‘Dünya Ahıskalı Türkler Birliği’ heyeti tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Kafkas kalpağı ve han kaftanı hediye edildi. Bu görüşmenin hem Türkiye’nin diaspora politikalarının bir yansıması olduğunu hem de Gürcistan’la diyalog ve iş birliğini güçlendirme potansiyeli taşıdığını söyleyebiliriz.

Peki Ahıska Sürgünü nedir? 14 Kasım 1944 yılında ne oldu?

Bugün insanlık tarihinin en trajik sayfalarından biri yaşandı. Ahıska Türkleri Sürgünü, 14-15 Kasım 1944'te, İkinci Dünya Savaşı'nın gölgesinde yaşanmış bir "etnik temizlik" ve "yerinden edilme" olayını simgeler.

Sovyetler Birliği'nin, Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nde ikamet eden yaklaşık 86-91 bin Ahıska Türkü, iki gün içinde aileleriyle birlikte Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi bölgelere sürgün edildi.

Sürgünün kökeninde, dönemin Sovyet lideri Joseph Stalin'in stratejik güvenlik kaygıları yatıyordu. Sovyet arşivine bakıldığında, Stalin’in Karadeniz kıyılarını “stratejik güvenlik tehdidi" olarak algıladığını ve Ahıska bölgesindeki Türk nüfusuna da potansiyel "casusluk" veya "dış etki" unsuru olarak baktığını görüyoruz. NKVD'nin (içişleri halk komiserliği) yürüttüğü operasyon korkunçtu! Lavrenti Beria'nın raporlarında sürgünün “zor şartlarda" tamamlandığı itiraf edilmiş ve hatta bu insanlık dışı eylem övülmüştür!

Sürgünün insani boyutu, derin acılarla doludur. Aileler, bir iki gün içinde evlerini terk etmek zorunda kalmıştır! Yüz bine yakın Ahıskalı, hayvan taşınan tren vagonlarına kapatılmış ve bu süreçte binlerce kişi zorlu şartlarda hayatını kaybetmiştir. Akabinde Türkistan coğrafyasında "özel yerleşim" kamplarına hapsedilen Ahıskalılar, uzun yıllar hem kültürel kimliklerini koruma mücadelesi vermiş hem de hayat mücadelesi ve açlıkla boğuşmuşlardır.

Ahıskalıların ana vatanlarına dönüşü meselesi, günümüzün en karmaşık diplomatik çıkmazlarından birine dönüşmüştür. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, Gürcistan 1993'te "şartlı dönüş" yasası çıkarmıştır lakin bu yasa, yalnızca Gürcistan'ın tamamına yerleşme şartını içermekte olup Ahıska’ya özgü bir hak tanımamaktadır.

Dolayısıyla bürokratik engeller, karmaşık başvuru prosedürleri, mülkiyet iadesi sorunları ve istihdam kısıtlamaları Ahıskalıların vatana dönüşünü sınırlamıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları, ayrımcılığın sona erdirilmesini talep etse de bu karar uygulamaya yansımamıştır! Ahıskalılar, Türkiye, ABD ve Azerbaycan gibi ülkelere göç ederek diaspora oluşturmuştur.

Ahıska Türklerinin ana vatanlarına dönüş mücadelesi, uluslararası toplumun etnik uyum ve insan hakları ilkeleri açısından hassas bir konudur. 1993'te kabul edilen "Repatriation Law" (Dönüş Yasası), şartlı bir çerçeve sunsa da etkili bir uygulama mekanizması içermemektedir.

Sonuçta, 50-60 bin potansiyel başvuru sahibinden yalnızca 1.998'i onaylanmıştır! Ahıska Türkleri, Gürcistan’da “siyasi baskı mağduru" olarak tanınmamakta; bu da rehabilitasyon prosedürlerini engellemekte ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmasını geciktirmektedir.

Gürcistan’ın temel motivasyonu, etnik gerilimleri tetikleme korkusudur. Ahıska Türklerinin Javakheti yani Ahıska bölgesine dönüşü, yerel Ermeni nüfusun (bölgenin %90'ı Ermeni) şiddetli muhalefetiyle karşılaşmaktadır. Zaten dönüş yapabilen Ahıskalılar, tam yasal statüden yoksun bırakılmaktadır. Bunun yanı sıra etnik temelli saldırılar (2020 Mardaliev ailesi olayı gibi) yaşamaktadır. Hasılı Gürcistan'ın söz konusu engelleri, güvenlik kaygılarının yanı sıra yetersiz uygulama ve tarihî ön yargılardan beslenmektedir.

En hayati soru ile yazımızı bitirelim:

Türkiye'nin güçlü diaspora desteği ve uluslararası baskılar, Ahıska sorununu çözebilir mi?

Meryem Aybike Sinan'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR