Dugin: Tarihin akışı durgun olmaktan çıkıyor!

A -
A +

Dünyanın en iyi düşünce adamı ve analisti olarak kabul görüyor.

 

Gerçek adı Alexandr Gel’evich Dugin. 1962 Moskova doğumlu. Babası Sovyetlerin ünlü gizli servisi KGB’de görevli bir general olan Gelij Alexandrovich Dugin. Annesi bir doktor.

 

Prof. Dr. Alexandr Gel’evich Dugin’in ilgi alanları Dinî Gelenekçilik, Muhafazakârlık, Uluslararası İlişkiler, Rusya İçişleri, Jeopolitik, Etnososyoloji, Siyaset Felsefesi, Siyaset Bilimi, Felsefe ve Dinî Görüş. İngilizce, Fransızca, Almanca biliyor. Geleneksel değerlerin korunması, Jeopolitik ve politika alanlarında yazılar yazıyor. Aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı V. Putin’in en önemli başdanışmalarından birisi.

 

Alexandr Gel’evich Dugin, geçen yıl kızı Dugina’yı, birlikte gittikleri bir program dönüşünde (Kendisi program değişikliği yapınca) aslında kendisi için planlanmış suikastta kaybetti.  

 

Liberal zihniyeti ve küreselci bakış açısını ve etkilerini farklı bakış açılarıyla eleştiren Dugin, 2015 yılında ABD ve Kanada’nın ağır yaptırımlarına maruz kaldı ve bu yaptırımlar hâlâ devam ediyor!

 

Dugin bu ülkelerde dünyanın en tehlikeli düşünce adamı ve filozofu olarak görülüyor…

 

İsrail-Gazze savaşında Dugin pek çok yazı yazdı, sosyal medyada görüş bildirdi. Benim de sürekli okuru olduğum “Geopolitika.Ru” dergisinde Dugin, en son yayınladığı yazılarında muhtemel senaryolardan bahsetti.

 

Prof. Dr. Dugin, “Orta Doğu: Eskatolojik Senaryo” adlı yazısında Orta Doğu’da gerilimin artması ihtimaline binaen ilginç bir senaryo ile muhtemel olayları birer birer anlatıyor. İşte en önemli satır başları:

 

-Dünya çapında Batılı ABD yanlısı liberal elitlerin oy birliğiyle İsrail’den yana tavır alınmasına karşı büyüyen protestolar var. Hizbullah devreye giriyor, Ürdün’den gelen Arap kalabalığı sınırdaki kordonları aşıyor. ABD, çatışmaya giderek daha fazla müdahil olan İran’a karşı önleyici saldırılar düzenliyor ve İran da İsrail’e misilleme yapıyor. Suriye, Golan Tepeleri’ne saldırarak savaşa giriyor. Tüm İslam dünyasında hızlı bir seferberlik var.

 

-ABD yanlısı İslam devletleri (Suudi Arabistan, BAE, Katar) Filistinliler tarafından çatışmaya katılmaya zorlanıyor. Onlara Pakistan, Türkiye ve Endonezya da katılıyor. Taliban’ın sahte haberlerden Orta Doğu’ya asker gönderme hikâyesi gerçeğe dönüşüyor. Horasan’ın siyah bayrakları dünyanın her yerinde dalgalanıyor. Selefiler ile Şiiler de dâhil olmak üzere gelenekçiler arasındaki sorunlar arka palanda kalıyor. İslam dünyasının Batı’ya ve İsrail’e karşı büyük cihadı başlıyor.

 

-Rusya önce tarafsız bir pozisyon alıyor ancak İsrail’i desteklemek için acele etmiyor çünkü Ukrayna’da Batı ile savaş hâlinde ve Batı da İsrail’in yanında.

 

-Ve ABD, İran’a karşı taktiksel nükleer silah kullanıyor. Rusya ne pahasına olursa olsun Batı’ya tutunmaya çalışan ve Moskova’yı mümkün olan her şekilde kışkırtan Ukrayna’ya karşı taktiksel bir nükleer saldırı başlatıyor.

 

-Üçüncü Dünya Savaşı, taktik nükleer silahların kullanılmasıyla patlak verir. Rusya nihayet kararını veriyor ve Müslümanların yanında yer alıyor. Amerikalı dispensasyonalistler anın geldiğinin farkındalar. Rusya dolaylı da olsa İsrail’e saldırıyor.

 

-Gog burada. Rusya’nın vizyonuna göre Batı doğrudan Deccal’in yönetimi altındadır. Birçok dünya lideri ölüyor, çok daha radikal inançlara sahip yenileri ortaya çıkıyor.

 

-Çin Tayvan’a saldırarak ABD ve NATO’nun dikkatini yeni bir hedefe yöneltiyor. Hindistan ABD’nin güvendiği doğrudan destekten kaçınıyor.  Tarihin akışı durgun olmaktan çıkıyor!

 

Bu korkunç "kehanet"in çıkmaması dileği ile...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.