Emine Erdoğan: Merhametimiz ve vicdanımız da ölüyor!

A -
A +

Sözde medeni dünya, suspus…

 

Çünkü Gazze’de Filistinlilere soykırım yapılıyor. Çünkü İsrail, Gazze’de "altın vuruş"unu yapıyor, çünkü ABD ikiyüzlülüğünü ve şeytanlığını zirveye taşıyor. Birkaç ülkede gönülsüz ve soluk üç beş “yapmayın” sözcüğü dışında etkili tepkiler yok Türkiye istisna!

 

Yine insanlığın, merhametin, vicdanın ve iyiliğin remzi olan Türkiye, bütün bir mazlum coğrafyanın olduğu gibi Filistin için de avazını yükseltiyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, mazlum ve kimsesiz Filistinlinin ezelî ve ebedî hamisi olarak gereken sözü de sert tepkiyi de diplomatik etkiyi de ulaştırıyor gitmesi gereken yere.

 

Ve kıymetli eşleri Emine Erdoğan Hanımefendi…

 

Bana göre dünyada birkaç lider eşi daha bizim Hanımefendi gibi duyarlı olsaydı, bu meseleye el atsaydı, mazlum çocukların ve kadınların feryatlarını duysaydı öyle zannediyorum ki bu sorun çoktan çözüme kavuşmuş en azından İsrail’in böylesine orantısız güç kullanmasının önü bir nebze de olsa kesilmiş olabilirdi.

 

Bayan Biden, Bayan Macron, Bayan Peng Liyuan Cinping, Bayan Akshata Murthy neredeler? Bu Hanımefendilerin içinde sanatçı olan bile var. Hani ruhunuz, hani vicdanınız, hani merhametiniz, hani insanlığınız diye sormak isterim kendilerine. İslam ülkelerinin lider eşlerini saymayacağım bile!

 

Vicdan ve merhamet cihanşümul duygulardır.

 

Gazzeli kadınlar ve çocuklar dünyanın en büyük açık hava mahpushanesinde tam iki haftadır kıpkızıl bir cehennemin içinde. Üzerlerine dünyanın en ağır bombaları yağıyor. Düşman zalim ve cüretkâr, dostlar gafil, kalpsiz ve dahi ahmak ne yazık ki!

 

Bütün bu hengamenin ortasında müşfik, merhametli, vicdanlı bir ses yükseliyor. Hanımefendimiz Emine Erdoğan, dünyaya ve insanlığa sesleniyor. Onları merhamet etmeye çağırıyor. Kudüs’ün Meryemlerini de unutmuyor, Ahed Tamimi’leri de unutmuyor. Bütün Uluslararası örgütlere sesleniyor, dünyaya sesleniyor ve onları merhamet etmeye ve vicdanlı olmaya davet ediyor.

 

Bu müşfik ses Türkiye’den yükseliyor, bizim sesimiz. Ve diyor ki Hanımefendi:

 

“Gazze’de ölen sadece masum siviller, sadece masum kadınlar ve çocuklar değil, Gazze’de bütün bir insanlığın vicdanı ve merhameti ölüyor!”

 

Hanımefendi en soylu ve en derin hisler olan merhamet ve vicdan duygularına vurgu yaparak çok hayati bir meseleye parmak basıyor aslında. Merhamet ve vicdan kökü çok derinlerden gelen en soylu hislerdir.

 

İnsanlık bunca kötülüğü kanıksamışsa, tepki vermiyorsa artık bu ulvi hisler de ölmüş/ölmeye yüz tutmuş demektir!

 

Hanımefendi Emine Erdoğan’ın müşfik sesi, merhametli yüreğinin hüznü, gül kokulu asil vicdanı, bütün dünyaya ve özellikle İsrail’e ve Bayan Netanyahu’ya da ulaşmıştır/ulaşacaktır elbette.  

 

“Bu zulmü seyreden insanlığa sesleniyorum! Gazze’de uçurtmalar uçmalı bombalar değil! Çocuk sesleri yükselmeli, acı çığlıklar değil! Gökyüzünü merhamet yüklü bulutlar kaplamalı, dumanlar değil!.. Masumiyetin ölümü insanlığın çöküşüdür. Burada siyasi kimlikle değil, anne olarak acımı dile getiriyorum. Yüreğimdeki sızıyı ifade edecek kelime bulamıyorum...”

 

Elbette bulamazsınız Hanımefendi, kelimeler tükendi zira. Siz konuştukça, Cumhurbaşkanımız konuştukça insanlık o merhameti, vicdanı, adaleti, sevgi ve muhabbeti yeni baştan Türkiye’den öğrenecek yine.

 

Hanımefendinin bu satırlarını okurken aklıma kıymetli şairimiz Muhsin İlyas Subaşı’nın çocukluk yıllarımda ezberlediğim dizeleri düşüyor:

 

“Ne baharda böceği ne dallarda kuşları/Dinlemeyecek gönlüm gözlerim bakmayacak/Gazzeli çocuklarda bulamazsam gülüşü/Huzur göğsüme gelip karanfil takmayacak!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
ssda23 Ekim 2023 08:21

israil ve amerikan halkları ,dahil tüm insanlığın siyon davasından usandıklarını pratikten görüyorum ,eskiden bu kadar itiraz çıkmazdı, saflar sadeleşiyor iki saf olana kadar devam edecek