Kırgızlarda “Putinizm” tepkisi!

Sesli Dinle
A -
A +
Orta Asya Türk Cumhuriyetleri içinde istikrarı en geç yakalayan ülke Kırgızistan.
 
İstikrarın ülkeye egemen olması süreci hayli sancılı ve sıkıntılı olan Kırgızistan’da Sadır Caparov’un Cumhurbaşkanı seçilmesinin akabinde ülkede kurumsal, siyasi ve ekonomik anlamda pek çok açılım yapıldı. İç kargaşadan dolayı uzun süre yıpranan ülkede şimdi hummalı bir kalkınma seferberliği var.Kırgızistan altın ve maden rezervleri bakımından zengin olan bir ülke ancak yıllar yılı gâh Rusya, gâh Çin tarafından sömürülmüş!
 
Öyle ki Çin öyle bir iştahla bu işe sarılmış ki hem ülkeyi ekonomik anlamda kendine bağımlı kılmış hem de yüz binlerce Çinliye istihdam ortamı oluşturmuş.
 
Rusya, Kırgızistan ve Tacikistan arasındaki su kaynaklı gerilim ortamını körükleyerek açıkça Tacikistan’dan yana tavır sergiliyor. Zaten Tacikistan’ı askerî anlamda önemli ölçüde Rusya koruyor, siyasal anlamda yine Rusya ve kısmen İran yönlendiriyor.
 
Geçtiğimiz aylarda iki ülke arasındaki sınır bölgesinde otlak ve su kaynaklı gerginlik sonrası Tacikistan, füzeli saldırılarda bulunmuş yüzlerce Kırgız hayatını kaybetmişti. Çatışma bölgesinde Türkiye Diyanet Vakfının inşa ettirmiş olduğu onlarca köy evi ve camisi de özellikle bu saldırıların hedefi olmuştu.
 
Bu durum 11 Kasım’da Semerkand’da yapılan Türk Devletleri Teşkilatı Liderler Zirvesinde de ele alındı ve Kırgızistan lehine adımlar atıldı. Liderler Zirvesi Deklarasyonun 11. Maddesi Kırgızistan ile ilgili ve şöyle deniliyor:
 
“Kırgız Cumhuriyeti’nin Kırgız-Tacik sınırındaki duruma uluslararası hukukun temel ilkeleri doğrultusunda barışçıl bir çözüm bulma çabalarına destek verdiklerini, anlaşmazlıkların münhasıran siyasi ve diplomatik yollarla çözülmesinin önemini tekrarladıklarını; bu bağlamda üye devletlerin Kırgızistan'ın ülke altyapısının geliştirilmesi ve yeniden inşasına yönelik çabalarına yardım etmeye hazır olduklarını beyan ettiklerini...”
 
Kırgızistan halkı, bu aralar Rusya lehine olan kararlara “Putinizm” veya "Oruskul” (Rusların kulu) kabilinden bir tepkisel yaklaşım içinde. Bu özellikle gençler arasında oldukça yaygın. Ülkede ne Ruslar, ne Rus dili ne de Rus kültürü isteniyor.
 
Aslında Türkiye’de de oldukça yaygın kullanılan “mankurt” sözcüğü ilk olarak dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov tarafından kullanılmıştı. Efsanevi kahraman Manas’ın torunları, bugün yeniden ayağa kalkmaya hazırlanıyor. Ne Rusların kulu olmak ne de sömürülmek istiyorlar.
 
Geçtiğimiz günlerde Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, halkın istek ve taleplerini dinlemek için bir “Halk Kurultayı” düzenledi. Bu kurultayda bine yakın kanaat önderi, akademisyen, memur, işçi, çiftçi ve aksakal katıldı.
 
Kurultay’da ülkedeki Rusça yer isimlerinin kaldırılması ısrarla istendi ve kabul gördü. Ayrıca Rus dilinde verilen derslerin okullarda azaltılması ve Rus siyasetinin dikkate alınmaması istendi.  Aksi yönden tavır koyanlar, “Putinist” ve “Oruskul” olmakla suçlandı.Kırgızistan’da Rusça yer adlarının kaldırılması konusunun kabul görmesinin akabinde Rusya’da kimi Duma temsilcisi vekiller, Kırgızistan’ı “Ukrayna’nın yolundan gitmekle” suçladı ve tehdit etti!
 
Rusya’nın kendi arka bahçesi olarak gördüğü Türk Cumhuriyetlerinde başlayan millî kalkınma, kendi kültürel kodlarına geri dönme hamleleri anında Rusya’nın emperyal tehditleriyle karşılık buluyor ne yazık ki!
 
Ancak Rusya istese de istemese de bu kaçınılmaz bir sondur! Türkistan, “mankurt” olmayı asla kabul etmeyecek asırlarca durdurulan kendi millî hikâyesine kaldığı yerden devam edecektir.
 
Öyle ya…Türk mavisi bayrak bir kere dalgalanmıştır artık!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.