Özetle Dinle
Kaydet
Köse Yazilari 24 dk önce

Yazar, uyuşturucu skandalları, kadın spikerlerin metalaşması ve yabancı fon iddialarıyla Türk medyasının etik ve profesyonel değerlerini kaybettiğini, acil reforma ihtiyaç duyduğunu vurguluyor.

  • Medya çalışanlarının uyuşturucu suçlarından gözaltına alınması, sektördeki etik çöküşün bir göstergesi olarak belirtiliyor.
  • Medyanın toplumsal sorunları göz ardı edip, yüzeysel içeriklere odaklandığı ve aynı kişileri ekranlarda sürekli tekrar ettiği eleştirisi yapılıyor.
  • Kadın spikerlerin görünüşleriyle değerlendirilmesi, yaş ayrımcılığına uğraması ve bir meta olarak görülmesi gibi sorunlara dikkat çekiliyor.
  • Gazetecilik, yazarlık ve spikerlik mesleklerinin itibarının ve profesyonel standartlarının erozyona uğradığı ifade ediliyor.
  • Bazı medya mensuplarının lüks yaşam tarzları ve yabancı misyonlar tarafından fonlandığı iddiaları dile getirilerek şeffaflık ve hesap verebilirlik sorgulanıyor.
  • Türk medyasının kan kaybettiği ve itibarını yeniden kazanması için acil ve kapsamlı bir reforma ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor.
Türkiye Gazetesi
Medyamız, itibarımız!
0:00 0:00
1x
a- | +A

Hiç şaşırmıyorum.

Bir kısım medya tel tel döküldükçe aklımdaki sorular da cevap buluyor. “Alamut Kalesi” kabilinden bir medya grubunda ne fiiller işlenmiş ne günahların kapağı açılmış ve ne yalanların üzeri örtülmüş meğer!

Uyuşturucudan göz altına alınan spikerler, editörler, genel yayın yönetmeni görevi bulanan gazetecilerin isimlerini gördükçe acı bir tebessümden başka tepki gösteremiyorum yazık ki! Yüreğim burkuluyor. Hayır biz hiç kimsenin düşüşüne sevinmeyiz, mutlu olmayız. Allah ıslah etsin deriz.

Ancak, otaya çıkan bu rezalet “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!” sözünün altını sağlam dolduruyor. Toplumda o kadar yanlış iş varken, gençlik elimizden kayarken, aile kurumu çatırdarken, ciddi ahlak sorunları sosyolojimizi altüst ederken televizyon gibi önemli bir aygıtı eften püften işlere aracı kılan, toplumun ihtiyaçlarını görmezden gelen bir yığın insanın gerçek tıynetiyle yüzleşmek gerekir diye düşünüyorum.

Ahlaklı, işinde gücünde, yaptığı işi hakkıyla yapan, her icraatında vatanını ve milletini önceleyen, özel hayatına dikkat eden, söyledikleriyle yaşadıkları arasında çelişmeyen insanlara ana akım medyada neredeyse hiç yer verilmiyor! Yok hükmündeler!

Bizim televizyonlarımızda her nedense her şey otomatik pilota bağlanmış gibi! Hangi kanalı açarsak açalım aynı 10 kişi ekran ekran geziyor! Her şeyi onlar biliyor, bilinmezleri onlar görüyor, meseleleri onlar analiz ediyor! Böyle bir şey olabilir mi? Bu insanların referansları kimler? Her akşam toplum bu insanları neden ve niçin dinlemek zorunda kalıyor? Çünkü ekran arkası başka bir biçimde çalışıyor!

Ekrana çıkarılan kadın spikerlere bakınız bir. Çoğu neredeyse aynı tornadan çıkmış gibi! Zaten bazıları spikerlik yapmaktan bir hayli uzak bir görüntü veriyor! Kılık kıyafet ciddiyetten uzak, özensiz ve abartılı. Mini ötesi etekler, göğüs dekoltesi, aşırı estetikli yüz ve vb.

Olup bitenleri gördükçe aklımızdaki sorular netlik kazanıyor ve cevabını buluyor. Medyamız itibarını kaybediyor. Dördüncü kuvvet medya yanlış yöntemlerle gücünü de kaybediyor aslında. Gazetecilik, yazarlık, spikerlik gibi meslekler dikkat ve özen gerektirir. Ancak son yıllarda her şeyde olduğu gibi bu meslekler de erozyona uğradı maalesef.

Kimse alınmasın, gücenmesin ama bir soru soracağım televizyon yöneticilerine… Değerli üstadımız Can Okanar ilerlemiş yaşına rağmen hâlâ haber okuyor. İyi de yapıyor. Peki Can Ağabey yaşında haber okuyan tecrübeli bir kadın spiker gördünüz mü? Kadın spikerler neden yaş aldıkça mesleklerini yapamaz hâle geliyor?

Aslında gayet iyi biliyorum bunun cevabını.

Mesela Avrupa, ABD ve Rus medyasına baktığımızda tecrübeli medya mensuplarının öne çıktığını görüyoruz. Bizde de ne kadar genç ne kadar alımlı ve çalımlı isen o kadar çok rağbet görürsün! En azından ekranlarımızın büyük çoğunluğu bize bu hakikati haykırıyor.

Toplumun iyi tanıdığı bir bilim insanı var. İsim vermeyeyim. Bir televizyondan program teklifi gitmiş kendisine. Bu beyefendi(!) ilk şart olarak ne istemiş biliyor musunuz? Yanımda sarışın ve genç bir moderatör istiyorum demiş! Nasıl? Yani kendisini izlettirmenin yolunu kendince bulmuş: Kadını bir meta olarak kullanmak! Gerçek tıynetini bilmeyenler kendisini kahraman zannedecek! Ne yazık ki bu durum gençlerimize çok kötü misal teşkil ediyor. Teşhircilik artıyor. Bu yolla kısa yoldan hedeflerine ulaşacakları zannıyla hareket ediyorlar. Bu menfi yol ve yöntemler toplumu derinden etkiliyor, yaralıyor.

Hasılı TMSF’nin el koyduğu şu televizyon kanalında olup bitenler bu yazdıklarımın ve anlattıklarımın ibretlik bir aynası gibi. Bu yaşananlar, gördüklerimiz, duyduklarımız buz dağının görünen kısmı aslında! Ya gerisi?

Türk medyasında uyuşturucu müptelası ve taciri olanlar yanında bir de yabancı misyonların fonladığı bir kesim olduğu söyleniyor. Yalılarda oturanlar, aşırı lüks araçlara binenler biraz garip gelmiyor mu sizlere de? Bir medya mensubu en fazla ne kadar kazanabilir ki? Bu kesim hakkında herhangi bir işlem yapılacak mı? Merak ediyorum.

Medyamız, itibarımız kan kaybediyor!

Türk medyasında ciddi bir reforma ihtiyaç var.

Ve bu reform olabildiğince erken ve hızlı yapılmalı.

Meryem Aybike Sinan'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR