ABD Başkanı Donald Trump şaşırtmaya devam ediyor!
Trump, Zelenskiy ile görüşmesinde bu kez Ukrayna'nın "orijinal sınırlarını" geri alabileceğini söyleyerek Rusya'ya karşı sert bir tutum sergiledi. Trump, 19 Eylül'de Estonya'ya 3 Rus MiG-31'in ve Polonya'ya 19 Rus drone'unun girmesi üzerine “NATO ülkeleri, hava sahalarını ihlal eden Rus uçaklarını vurmalı” çıkışı, yeni bir tartışmayı tetikledi.
Bu açıklama, en çok da NATO üyesi ülkeleri şaşırttı. Peki, Trump’ın bu önerisi ne kadar gerçekçi? Bu bir blöf mü yoksa 3. Dünya Savaşının ve nükleer bir felaketin fitilini ateşleyecek tehlikeli bir kumar mı?
Trump’ın bu şaşırtan açıklaması, NATO’nun yazılı kurallarıyla uyumlu görünüyor nitekim NATO’nun 5. Maddesi, üye ülkelerin toprak bütünlüğüne yönelik tehditlere karşı toplu savunma hakkı tanıyor. Hava sahası ihlalleri, bu bağlamda orantılı bir müdahaleyi meşru kılabilir.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin “Durumu değerlendirir, tehdit varsa müdahale ederiz” ifadesinden, Trump’ın bu önerisinin bir hukuki zemini olduğunu görsek de Trump’ın “duruma göre” destek verebileceğini söylemesi kafaları karıştırıyor. ABD’nin bu tutumu NATO’nun karar alma sürecindeki uzlaşı gerekliliğini zorlaştırabilir. Nitekim Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Trump ’tan farklı düşünüyor ve “Rusya’ya karşılık vermeden ziyade eskalasyonu önlemeliyiz” çağrısında bulunuyor.
Trump’ın önerisi uygulanabilirlikten uzak taktiksel bir manevra olarak da görülebilir. NATO, uzun yıllardır Baltıklar ve Karadeniz’deki hava gücü misyonlarıyla Rus uçaklarını zaten izleyip engelliyor. Vurma emri, mevcut radar ve hava savunma sistemleriyle teknik olarak mümkün. Trump’ın bu hamlesine Polonya Dışişleri Bakanı Radosław Sikorski’nin “Anlaşıldı” cevabı, Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy’nin de bunu “olumlu bir sinyal” olarak nitelemesi Doğu Avrupa ülkelerinin bu fikre sıcak baktığını gösteriyor.
Ancak NATO’nun büyük ortaklarının Fransa, Türkiye, Almanya ve Macaristan’ın bu fikre olumlu bakması fiilen mümkün değil! Zira Avrupa devletlerinin enerji bağımlılığı var. Türkiye’nin ortak çıkarları ve projeleri böyle bir atağı desteklemez. Öte yandan Rusya, bir NATO uçağının Rus jetini vurmasını “doğrudan savaş ilanı” olarak görebilir zira Kremlin’in nükleer tehdit retoriğinin son aylarda daha da sertleştiğini hatırlatalım.
Ağustos ayında Alaska’da Trump’ın Putin ile yaptığı görüşme başarısız olmuş, ardından Rus bombardıman uçakları Alaska semalarında boy göstermişti. Bu, Moskova’nın “gözdağı” stratejisini hızlandırdığını gösteriyor. NATO’nun böyle bir hamlesi, siber saldırılar, enerji kesintileri veya Karadeniz’de hibrit provokasyonlar gibi asimetrik cevapları tetikleyebilir.
Trump’ın bu çıkışı, önceki “Ukrayna toprak versin” tutumundan dramatik ve ironik bir sapma. 2024 seçim kampanyasında “barışçı” bir söylemle Rusya’yla anlaşma vadeden Trump, şimdi “Ukrayna tüm topraklarını geri alabilir” diyor.
Trump’ın Rusya için “Kâğıttan kaplan” söylemi de anında cevap buldu. Kremlin Basın Sözcüsü Dmitry Sergeyevich Peskov, bir radyo röportajında bu benzetmeye esprili bir şekilde itiraz etti: "Rusya kesinlikle bir kaplan değil. Rusya geleneksel olarak ayı ile ilişkilendirilir. Kâğıt ayılar diye bir şey yok ve Rusya gerçek bir ayı!" dedi. Peskov, Rusya'nın ekonomisinin yaptırımlara rağmen "makroekonomik istikrar"ını koruduğunu, ordusunun Ukrayna'da "dikkatli ilerlediğini" belirtti.
Türkiye, bu denklemde çok önemli ve kilit bir aktör. Türkiye’nin Rusya’yla olan enerji (Akkuyu, Türk Akım) ve ticaret bağları ve diğer ilişkileri, doğrudan veya dolaylı bir çatışmayı mümkün kılmıyor. Erdoğan’ın BM’deki “Dünya 5’ten büyüktür” mesajı ve Filistin vurgusu, Türkiye’nin bağımsız bir çizgi izleme ve 360 derecelik denge politikasının da bir tezahürü.
Hasılı Trump’ın önerisi tuzaklarla dolu zira Trump’ın bu “öngörülemez” diplomasisi, kısa vadede caydırıcı olsa da uzun vadede ağır sonuçları olabilecek çok pahalı bir kumar!
Belki de çözüm, Erdoğan’ın BM’deki asil çağrısında saklı: Daha adil bir dünya düzeni mümkün!
Meryem Aybike Sinan'ın önceki yazıları...