İyi lider var mıdır?

A -
A +

Şanlıurfa geçen hafta tam bir festival yaşadı. Şehrin bir köşesinde buram buram tarih ve kültür terennüm edilirken, başka bir köşesinde folklor gösterileriyle eskiye dönüş yaşandı, diğer bir tarafta ise sanatçılar halkı coşturdu. Daha öbür tarafta ise fotoğraf ve resim sergilerinde Şanlıurfa'nın geçmişi serildi gözler önüne. Şanlıurfa'nın her bir köşesi tarih koktu, dile gelip destan okudu şehir, boşuna "şanlı" olmadığını haykırdı göğe! Böylesine muhteşem bir ziyafeti gören halk durur mu? Kıpır kıpırdı onlar da. Kah sergileri gezdiler, kah mehterin inleyen nağmeleriyle duygulandılar, kah coşup eğlendiler. GAP Yatırım Platformu da aynı tarihte Şanlıurfa'da toplandı. GAP Kalkınma İdaresi Başkanı Muammer Yaşar Özgül başkanlığında toplanan Platform'un gündeminde tabii ki Şanlıurfa başta olmak üzere GAP Bölgesi'ndeki iller vardı. "Ne yapalım da, bölgeyi layık olduğu yere taşıyalım?" GAP Bölgesi'ndeki 9 ilin valisi, belediye başkanı, ticaret ve sanayi odası yetkilileri ile işadamları... hepsi ama hepsi oradaydı. Diyarbakır Valisi Efkan Ala, herkesin takdir ettiği çalışkan ve vizyon sahibi bir bürokrat. Kendisiyle yaptığımız sohbet esnasında, "Devlet, vatandaşa 'ben devletim, sen millet. Ben devletliğimi bileyim, sen vatandaşlığını' demekten vazgeçiyor artık" dedi. "Sen ve ben. Bir bütünüz. Gel el ele verip meselelerimizi halledelim." Bu ne güzel bir değişim değil mi? Sen-ben bitiyor. Senden olanlar, benden olanlar mevhumu ortadan kalkıyor. "Biz" varız artık. Sadece "Biz!" Başka yok! Bunun en canlı örneğini Şanlıurfa'da gördüm. Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba sabahın köründe, çöpçülerle birlikte iniyor sokağa. Daha makamına gitmeden bir mahalleyi gezmek gibi bir alışkanlığı var onun. Her gün ayrı bir mahalleyi dolaşıyor ve haliyle sabahın saat 06.00'sında başlıyor işe. Ekibi de yanında olarak hem de. Fakıbaba'nın en önemli özelliği, hizmet götürdüğü semt ve mahallelerdeki insanların siyasi kimliğine asla ama asla itibar etmemesi. "Hangi partiden olursa olsun ihtiyacı olana hizmet etmek benim görevim" anlayışını kendisine şiar edinmiş. Hatta bazen "Ben sana oy verdim" diyerek farklı muamele isteyenler çıkıyormuş karşısına da onlara "Verme, kardeşim" diyormuş. "Verme!" Fakıbaba'nın bu sinerjisi tüm Urfa'yı sarmış, onu da söyleyeyim. Şanlıurfa Muhtarlar Dernek Başkanı Hüseyin Korkmaz mesela, "Birlikte hareket etmeye mecburuz" dedi. İyi ekip Şunca senelik tecrübeme dayanarak söylüyorum, iyi lider - kötü lider diye bir şey yok. Ekibini iyi seçen lider, ya da ekip seçimini kötü yapan lider var. Allame-i cihan olsa, tek başına ne yapabilir ki insan?!. Fakıbaba bugün çok rahat konuşuyorsa, ona bu cesareti veren arkasında bir ekibi var da konuşuyor. Habib Aslan ve Fevzi Yücetepe. Fakıbaba'nın yardımcıları bu isimler. İkisi de birer cevher. Sağlam adamlar. Onlar olmasa, Fakıbaba ne ki? Onun için diyorum zaten, ekibi olmayan lider, lider olamaz, diye. Kaval misali, yanık yanık ses çıkarır. Hepsi o! Fakıbaba'nın farkı, ekibi. Baş böyle olunca ayak da ister istemez koşuyor tabii. Basın ve iletişim birimleri hekaza; fevkalade iyi çalışıyorlar. Hele bir "Beyaz Masası" var ki Belediye'nin anlatamam. Gelip de işi hallolmadan dönen yok oradan. Bilgisayarın başında oturup makalemi tamamlamaya çalışıyordum ki, Düzce Valisi Halil Nimetoğlu aradı. Hoş bir sohbetimiz oldu telefonda. Bir sözünü aktarayım onun size. "Yapılan işleri hızlandırmak istiyorsak bürokratik yönetimden demokratik yönetime geçmemiz lazım" dedi Nimetoğlu. Nasıl? Doğru söze can kurban değil mi? "Benim yardımcım sokaktaki halk ve sivil toplum kuruluşları" diyen Nimetoğlu, "Yönetim bitti" diye noktaladı sözünü. "Şimdi artık yönetişim zamanı." Van Valisi Mehmet Niyazi Tanılır ta Doğu'dan, şanlı insanların diyarından sesleniyor; "Van'ın kalkınma önceliği turizmdir" diye. Bütün bunları üst üste koyunca Türkiye'nin müthiş bir değişim içinde olduğunu söylemek mümkün. Belki, bizim istediğimiz süratte olmuyor ama kim ne derse desin Türkiye değişiyor! O soğuk bürokratlar yok artık. Herkes görevinin şuurunda. Geri kalan, hımbıllık yapan ayıklanıyor. İşin en can alıcı yeri ne biliyor musunuz? Bu ayıklamayı halkın kendisinin yapması. Vali mesela. İşe yaramıyor mu, hemen tepki veriyor vatandaş. Belediye başkanı mı? İyiyse, sandıkta oy veriyor ona. İşe yaramazsa, hadi güle güle!.. Efkan Ala'nın dediği gibi "Sen-ben yok" artık! "Biz" var; "Biz!"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.