"Hülya Bebek"

A -
A +

Şimdi birileri diyecek ki: -Ey Muammer Erkul, bir köşe yazarı olarak başka işin mi yok da "çocuklarımızın önüne artık 'Hülya Bebek'ler koymak" fikriyle uğraşıyorsun? Bunu kimler diyecek biliyor musunuz? Ya Sindy bebeklerle büyümüş veya torunlarına Barbie bebekler getirmiş birileri diyecek! * Soruya cevap olaraksa diyorum ki: Hem fert olarak ve hem de ülke olarak yapılacak o kadar çok işim ve işlerimiz var ki, işte bu da onlardan sadece bir tanesi. Bir an önce kendi bebeklerimizi yapmamız lazım. Adı efsanelere karışmış ve şu satırları okurken bile şekli hemen gözümüzün önüne geliveren bir "Ajda bebeğimiz" olmalı... Mavi gözlü sarı saçlı bir "Hülya bebeğimiz" olmalı. Kutularının içinde, istendiğinde değiştirilebilecek renk renk saçlar, çeşitli kıyafetler olmalı... Çocuklarımız dedelerine, oyuncaklarının adının "nasıl yazıldığını" uzun uzun anlatmak zorunda kalmamalı! Ve bunların hepsi birer marka olmalı; Bütün Anadolu'ya, Avrupa'ya, Orta Doğu'ya, Karadeniz ve Akdeniz çevresindeki topraklara, Asya ve Afrika'daki birçok ülkeye "bizim bebeklerimiz" tanıtılmalı. Lütfen büyük düşünün! Tam sırasıdır!.. Birkaç marifetli kadının, ilçelerinden geçen turistlere satabilmek için doldurulmuş bebeklere otantik elbiseler dikmesinden değil; görenin hayran kalacağı on numara oyuncak kutularından bahsettiğimi anlayın! * Yapılacak nice işimiz, aşılacak nice engelimiz, çözülecek nice bilmecemiz var bu coğrafyada. İyi de, acaba bu kahramanlığa kim soyunur; Acun mu yoksa başka biri mi? Ben kendi adıma; yavrularımızın bundan böyle Ajda bebek, Hülya bebek, hatta Murat ve arkadaşlarıyla oynamasını isteyen girişimci kahramanlarımızın var olduğuna inanıyorum!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.