Işığım söndü!

A -
A +

Yağı tükenmiş bir kandil gibi söndü ışığım! Fitilimde ufalmış alevim can çekişirken; bütün şehirlerim de karanlığa gömülmüştü, fay yarıklarına düşen evler gibi! * Kandilim söndü; Kanamadan, kendime söylediğim yalanlara! Kanadı sorular içimde, kanattı sorular zihnimi; yine de bilemedim gerçek miydin, değil mi?.. * Kuşsuz ağaçlar gibiyim şimdi ve çiçeksiz baharlar gibi... İçimin bütüüün kelebekleri, dışıma nasıl kaçtı?.. Gözlerimin ateş böcekleri ne zaman karardı?.. Gökte martılar, öylesine kanadı açık ve damlalar, dalga uçlarında böylesine boşlukta nasıl donup kaldı? * Bir ağacın sarmaşığı gibi, benimdin!.. Binlerce parmağınla bedenime dolanmıştın, yüzlerce dudağınla tenime yapışmıştın; benden hayat emiyor, bana hayat veriyor ve birlikte hayat soluyorduk! Ne oldu?.. Sarılmışken bana boylu boyumca... Her yanımdaydın ama kökü kopmuş sarmaşıklar gibiydin artık bende; sararıyordun, sertleşiyordun, acıtıyordun!.. * Hint fakiri gibi yemeden yaşardım seninle ve canımdan beslerdim seni... Fakat şimdi, bilmiyorum nedir canlı kalmanın yolu! Dediler ki; insanı öldüren açlık değildir!.. Haftada bir lokma, ayda birkaç yudum bile yemese ölmez insan... Neden ölür peki içimiz? Alışığımızı kaybetmekten; al ışığımızı kaybetmekten!.. * Bütün şehirleri karardı gönlümün; can çekişmeye başlarken küçülen alevim, fitilde... Ve, yağı tükenmiş bir kandil gibi söndü ışığım!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.