O, bendim!

A -
A +

"Sevdiğine hangi şiiri yazdın?" Deseler, donup kalırdı Mecnûn... Ve deselerdi: "Söylesene! Sen ki ismi, aşka karışıp tüten, uzaklardan görülen; onun için ne yaptın?" "Onun için?.. Ben, sadece yaşadım!.." Derdi Mecnûn. * Eskiden, çok eskiden... Sarıyer henüz, dünyanın en güzel yeri iken... Susmuştu Mecnûn... Gözleri, sevdiğinin yüzünde; bir duru göldeki zavallı kuş tüyü gibi, yüzüyordu... O güzeller güzeli ise şaşırmış ve eliyle Mecnûn'u göstererek; "Siz, bununla nasıl tanıştınız?" Diye sormuştu... "Bildiğiniz gibi, ben aşçıyım efendim. Küçük bir yemek dükkânım var, İzmir'de, sanayide. İşte oraya, kapıma geldi. Ya derdine çare veya bedenine mezar arıyordu..." * Yüzünün sol yanına aydınlık vurmuştu pencereden... Birkaç martı kanat çırptı o sıra, üç beş dalga çırpındı... Mecnûn ise; oradaki herkesin, yüreğinin sesini duymaya başladığını sandı. "Bir şeyi yok... Dedi o sırada, kalbinin sahibi. Ve sözünü şöyle tamamladı: Onun derdi aşk!.." * O, bendim! O zaman ve o mekân bendim ve ben suya havaya, denize buluta karıştım... Sanki bir soluk olup içime doldu her şey ve ben artık hep, onu soludum! * Mecnûn'un hayatı, tek kare fotoğraf olsa; "çölde yürüyen bir adam" hayali görürdük... O, bendim! Ben, sadece, çölde, yürüdüm!.. * "Herkes bir şeyler yazdı, peki sen; adı aşka karışıp tüten, uzaklardan görülen! Sevdiğine hangi şiiri yazdın? Onun için ne yaptın?" "Ben... Onun için?.. Ben, sadece, yaşadım!"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.