Ben, "koklanmayı" senden öğrendim; ve de koklamayı!.. Ben, koklamayı; senin koklamalarından öğrendim...
*
Ben, seni duymayı; beni dinleyişinden öğrendim... Ben, seni görmeyi; bana bakışından öğrendim... Ben, sana dokunmayı; bana dokunuşundan öğrendim... Ve ben...
Ben, öperken koklamayı;
Öperken beni koklayışından öğrendim...
.....
Ben, öperken koklamayı, senden öğrendim!..
*
Sen, yüreği kıpır kıpır denizlere kokuyordun... Sen, yeşil yansımış bahar göklerine kokuyordun... Ve sen; yıkanmak üzere olan toprağa kokuyordun aslında.
Sen, "sana" kokuyordun; bana bulanmış...
Sen, sana kokuyordun, "bana" karışık!..
.....
Güzelliğini hiç bilmez olur muyum; toz olup ufalanışını, kuruyan terinden arta kalan tuzun!.. Saçının dibinde yaşayan son damlanın, bulaşıp dudağıma;
...parlamasını yâren bir yıldız gibi...
Bilmez olur muyum tuzunun güzelliğini?..
*
Ben, yaprak yaprak açılmayı ve yaprak yaprak okşanmayı senden öğrendim...
Ben, koklanmayı... Ve öperken koklamayı senden öğrendim!
*
Ben, seni duymayı; beni dinleyişinden öğrendim... Ben, seni görmeyi; bana bakışından öğrendim... Ben, sana dokunmayı; bana dokunuşundan öğrendim... Ve ben...
Ben, öperken koklamayı; öperken beni koklayışından öğrendim.
.....
Ben, öperken koklamayı;
Senden öğrendim!..

