Kesilir, fakat o kadar büyük saksı, ya da şu kadar küçük bir kurbanlık bulabilirsen! Saksıda kurban kesmek caizdir ama yine de saksıda kurban ke-sil-mez... Saksıda kesemezsen banyoda kesebilirsin aslında; ama ayakları kayarsa, boynuzları batarsa bana surat asmak yok! Hele ki elinden kurtulup salona kaçarsa, ve hele ki "aynadaki koç" ile toslaşmaya kalkarsa, ve ah hele "vitrinin içinden geçerek" dışarıya kaçmaya çalışırsa!.. Parmak çocuk masalından kaçma bir parmak koç yakalarsan; bacaklarını saç lastiğiyle bağla ve saksıdaki çiçeğin dibine açtığın çukurun kenarına sol yanına yatır hayvanı. İkiniz de kıbleye dönmüş iken; "Bismillahi Allahüekber" diyerek çekiver bıçağı... * Yok yok... Boşuna tarif etmeyeyim de kendimizi kandırmaya çalışmayalım: Saksıda kurban kee siil meez! Kesilseydi (böyle akılları veren biri olarak) önce ben yapardım bu işi, öyle değil mi?.. Bunun ardından şu soru gelir bana: Peki sen! Saksıda kurban kesmiyorsun da ne yapıyorsun?.. Ben de her sene yeniden anlatırım ve (biliyorsunuz artık slogana dönmüş olan) o meşhur yazıyı koyarım köşemize: "Saksıda kurban kesilmez!.." (Bu sene hem adını, hem de yazısını biraz değiştirdim.) * Ben aslında her sene şunu yapıyorum: Konuyu gayet iyi bilen... Ve bildiğini de şartlarına uygun olarak yerine getiren, iyi tanıdığım büyüklerimin, ağabeylerimin güvendiğim ellerine "Kurban işimi" bırakıyorum. Onlar da benden (ve sizlerden) aldıkları vekâletlerle, bizim adımıza kurbanlarımızı kesiyorlar. Etlerini de İhlâs Vakfı Öğrenci Yurtları'nda (0212513 99 00 www.ihlasvakfi.com ) barınan öğrencilerin tüketmesi için donduruyorlar. Yarın da inşallah, biraz bu yurtlardan bahsedeceğim...