Palmira saldırısının arkasında İsrail var! Suriye'de provokasyonun dozu artıyor
ABD-Suriye ordusunun müşterek devriyesini hedef alan saldırının parçalı bir Suriye isteyen İsrail’in işi olduğunu belirten güvenlik kaynakları, Tel Aviv’in DEAŞ’ın yanı sıra PKK/SDG, ayrılıkçı Dürziler ile Esad artığı Nusayri bölücüleri sahaya süreceğini bildirdi.
- Saldırının ardından DEAŞ’ın yeniden sahaya sürülerek İsrail'in bölgesel stratejilerini farklı bir boyuta taşıyacağı iddia ediliyor.
- PKK/SDG, Esad artığı Nusayri ayrılıkçılar ve DEAŞ unsurları aynı merkezden yönetiliyor.
- Suriyeli yetkililer, Pakistanlı'ların Şeyh Maksud ve Eşrefiye bölgelerinden ay sonuna dek çıkması konusunda kabul edildiğini belirtti.
- Örgütte Şam'a entegre olmayı savunanlar ve İsrail'le hareket edenler arasında bölünme var.
- DEAŞ teröristlerinin Tartus, Lazkiye, Şam, Halep, Hama, İdlib bölgelerine sızdırıldığı ve yeni bir karmaşa planına dahil edildikleri bildiriliyor.
- DEAŞ’ın temel hedefi, ‘Emni Dahili’ birimine sızmak.
YILMAZ BİLGEN - Suriye’nin orta kesimlerinde yer alan Humus ilinin Tedmur (Palmira) ilçesinde, ABD-Suriye ordusunun müşterek devriyesini hedef alan saldırının arkasında İsrail’in olduğu belirtildi.
Terör örgütü PKK/SDG’nin Şam yönetimine entegrasyonu için imzalanan 10 Mart Mutabakatı’nda sürenin dolmasına sayılı günler kalırken gazetemiz, DEAŞ’ın yeniden sahaya sürülerek İsrail’in parçalı Suriye hesabını farklı bir boyuta taşıyacağını ısrarla gündeme getirmişti. Güvenlik kaynakları provokasyon dozunun artacağı uyarısında bulundu ve PKK/SDG, ayrılıkçı Dürziler, Esad artığı Nusayri bölücüler ve DEAŞ unsurlarının aynı merkezden yönetildiği bilgisini paylaştı.
HALEP’TEN ÇIKACAKLARDI
Gazetemize bilgi veren Suriyeli güvenlik kaynağı, PKK/SDG kanadı ile yapılan görüşmelerde ay sonuna dek örgütün iyi niyet göstergesi olarak Şeyh Maksud ve Eşrefiye bölgelerinden çıkmayı kabul ettiğini aktardı. Suriyeli yetkili, şunları kaydetti:
Örgütte ciddi manada bölünmüşlük hâkim. Şam’a entegre olmayı savunanlara karşın İsrail’le hareket eden ve ülkenin bölünmesi üzerine yapılan hesaplara paralel oylama taktiğinde ısrar edenler de mevcut. Tedmur saldırısı planlı bir provokasyon. Fail de belli. Şu an onlarca DEAŞ’li terörst Tartus, Lazkiye, Şam, Halep, Hama, İdlib bölgelerine sızdırılıyor. Hücreler hâlinde yapılandırılan teröristler yeni bir karmaşa planına göre farklı bölgelere yerleştiriliyor. Bunlar arasında PYD/YPG bölgesinden gelenler de var. Biz, Amerikalı yetkilileri geçtiğimiz hafta muhtemel saldırı ve provokasyonlar konusunda uyardık. CENTCOM ve ABD’li sivil mercilerin entegresyon açıklamasını müteakip düğmeye basıldı. Benzer saldırıları farklı noktalarda da bekliyoruz. Aldığımız güvenlik tedbirleriyle bu terör saldırılarını önlemeye çalışıyoruz.
TEL AVİV KOORDİNE EDİYOR
Suriyeli güvenlik kaynağının verdiği bilgilere göre, DEAŞ mensupları, Esad artığı Nusayri ayrılıkçılar, PKK/SDG ve Dürziler Tel Aviv’den yönetiliyor. SDG elebaşı Ferhat Abdi Şahin de zaten açıkça ‘komşu ülkeler eskisi gibi bize karşı değil’ diyerek İsrail’le olan iş birliğini ilan etti. Bu ülkelerin İran, Irak, Lübnan, Türkiye olmadığı herkesin malumu. Palmira saldırısı çok net bir İsrail komplosudur ve mesajı yeterince açıktır. Koalisyon güçleri bir süredir DEAŞ’a karşı devriye ve özel operasyonlarda Şam’la birlikte hareket ediyor. Bu durum Tel Aviv’de ciddi rahatsızlığa yol açtı. Saldırıyı gerçekleştiren “Ebu Satuf” kod adlı Tarık Satuf El-Hamad’la ilgili çalışmalarımız devam ediyor. DEAŞ’ın temel hedefi, ‘Emni Dahili’ birimine sızmak. Bununla ilgili ciddi istihbari bilgilere sahibiz. Biz de tedbirlerimizi alıyoruz.
Palmira’daki saldırı sonrası Suriye’de düğmeye basıldı: 5 DEAŞ'lı gözaltına alındı
GÖRÜŞME TRAFİĞİ YOĞUNLAŞTI
Öte yandan İsrail-PKK ilişkisinin ABD, Süleymaniye-Kamışlı aksında yoğun bir nitelik kazandığı rapor ediliyor. Kamışlı-Kadhour Beyk bölgesinde İsrailli asker ve sivil görevlilerin özel üs kurduğu ve sürecin yerinden yürüttüğü öğrenildi. Süleymaniye’de ise örgütün Kandil ayağı ile temasların yoğunlaştığı gelen bilgiler arasında. Sürecin Amerika ayağında ise MOSSAD güdümlü Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü (JİNSA) ile Kürt Barış Enstitüsü ve Sinem Muhammed aktif rol üstleniyor.
Son saldırının gerçekleştiği bölge, Türkiye’nin askerî üslenme konusunda öncelik atfettiği bölgeler arasında yer alıyor. Yeni dönemde DEAŞ’ın 4 bini aşkın teröristinin bulunduğu Badiye çöl bölgesinden sızıntıları önlemek amaçlı ABD-Türkiye-Suriye arasında üçlü koordinasyon mekanizmasının kurulabileceği belirtiliyor. Türkiye’nin özellikle İHA-SİHA boyutunda terörle mücadelede etkin rol alacağı kaydediliyor.
