Today...

A -
A +

Kulağında mp3player, Rihanna'nın "Where have you been"ini dinliyor ve bir yandan da Christmas için süslenen sokaklara bakıyordu. Birkaç adam daha şimdiden Aziz Nicholas'ı temsil eden kıyafetler içine girmişti. Yine hemen her vitrin kırmızı külahlar, kırmızı mumlar, kızak çeken geyikler, hediye çorapları; mumlar, minik çanlar, yeşil çamlar ve Noel Baba maskotlarıyla yeniden düzenlenmişti... Acıkmıştı. Canı Mc Donalds'da bir Big mac çekti, ama içerisi çok kalabalıktı. Sokağın karşısına geçti. Önce Burger King'de whopper, sonra üzerine double fruit waffle yedi. Karnı iyice doymuştu ve şimdi Starbucks'da espresso içiyordu... * Eve geldi. Orijinal kâğıt olarak hole tabandan tavana kadar Eiffel Tower döşenmişti. Köşede bir Özgürlük Anıtı heykeli vardı ve havaya Enrique Iglesias'dan soft bir slow yayılıyordu... Ugg botlarını çıkardı, Tommy montunu portmantoya astı. East Pack'in çantasını pufa bıraktı. Sonra da üzerindeki Polo kazak ile Quicksilver'larından rahat birini değiştirdi. Duvarlarda Justin Bieber, Madonna ve David Beckham'ın seçilmiş posterleri vardı. En eski oyuncakları Barbie ve erkek arkadaşı Ken ise, işte hâlâ odasında durmaktaydılar. * Salona geçti. Çocukluğundan beri Tom and Jerry, Heidi, Pinokyo, Casper, Spider Man, İron Man ve Walt Disney'in Micky Mouse'dan başlayarak bütün serilerini ezberlemişti... Şimdilerdeyse favorisi South Park'tı... İzlediği dizilerin başında; How I Met Your Mother, Big Bang Theory, Revolution... Ve Ellen DeGeneres Show geliyordu... Twilight, New Moon, Eclipse'yi okumuştu. Serinin dördüncüsü Breaking Down ise sehpanın üzerindeydi ve arasında bir yerlerde ayıraç duruyordu. Koltuğa oturup arkasına yaslandı... "Ben Türk'üm. Türkiye'de yaşıyorum. Hani bizim kahramanlarımız? Nerede bizim markalarımız" diye düşünmek, aklına bile gelmedi!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.