Time Dergisi Başbakanımız Recep Tayyib Erdoğan'ın "Orta Doğu üzerinde bir dev gibi yükseldiğini" belirtiyor ve gittiği yerlerde adeta "rock yıldızı" gibi coşkuyla karşılandığını ifade ediyor. Yılların reklamcısı ve marka uzmanı Ömer Şengüler'le geçtiğimiz günlerde bir söyleşi yaptım. 1923'te savaş sonrası bir ülke olarak kurulduktan sonra geldiğimiz nokta ile hep övündük ama bir tane dünya markamız yok. Fakat Güney Kore 40 küsur yıl önce başladığı macerasında bizden daha iyi bir noktaya geldi ve en az 10 tane hepimizin sayabileceği dünya markası var. Bunu değerlendirmesini istediğimde Ömer Şengüler çok çarpıcı tespitlerde bulundu: "Marka olmanın iki temel şartı var. Özgürlük ve cesaret... Kuzey Kore özgür değil, markası yok. Demek ki biz de özgür değildik ve marka oluşturamadık..." Söyleşinin detaylarını sonraya saklıyorum... Fakat sohbetinde bir yerinde Başbakanımızın "marka" olma halini konuştuk ve o iki temel şartın nasıl apaşikar ve samimiyetle Recep Tayyip Erdoğan ismiyle bütünleştiğini gördük. Erdoğan bir "marka"dır. Şengüler'in belirttiği gibi "özgür" ve "cesur"dur. Ben "samimiyet"i de ilave etmek istiyorum. Time'ın değerlendirmesi çok eksik... Sayın Başbakan özgürlük, cesaret ve samimiyetin yanı sıra, gasp edilmiş ve bize unutturulmuş mirasımıza da sahip çıkıyor ki, değerlendirme "Başbakan Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye dünya üzerinde bir dev gibi yükseliyor" şeklinde olmalıydı. Şimdi, bir şekilde iktidarla meselesi olanlar, bu ifadeleri gazeteciliği aşan bir tarafgirlikle suçlayabilirler. Umurumda değil... Biz buna inanmak zorundayız. Başımızda kim olursa olsun... Türkiye'nin gerçekten mirasına sahip çıkarak "dev"liğine inanması ve göstermesi gerekmektedir. "Etrafımız düşmanlarla çevrili..." "Kendi kendimize yeten bir ülkeyiz." "Yerli malı yurdun malı..." vs. afyonlarını halkın ekmeğine karıştıranların tekerine kim çomak soktuysa geçmişte ve şimdi sokuyorsa, minnettarım... Biz "Büyük Türkiye"yiz... Çünkü biz "Osmanlı'yız..." Gerçekten hatırladığımızda, bütün dünya hatırlayacak... "Osmanlı" markadır... Adaleti, güveni, gücü, merhameti temsil eden bir marka... Niye sırtımızı döndüğümüzü cesaretle sorgulamalıyız.