Bir rol bu kadar mı yakışır?

Asteriks maceraları çizgi roman dünyasında müstesna bir yere sahip. Eğlenceli karakterlerin savaş dahil bütün icraatları o kadar ustaca şekillendirilmiş ki, maceralar her seferinde bu renkli dünyanın gölgesinde kalıyor. Asteriks her ne kadar seriye ismini verse de herkesin gönlünde sakar ve duygusal şişman Oburiks'in ayrı bir yeri var. Ve sanıyorum Gerard Depardieu'nun Oburiks karakterine bu kadar yakışması, diğer bütün rollere hoşgörüyle bakmamıza sebep oluyor. Sihirli iksir kazanına düştüğü rivayet edilen sevimli şişmanın, Romalı tepelerken yumruklarıyla makinalı tüfek kıvamında iş bitirmesi kimi tebessüm ettirmemiştir ki. "Asteriks ve Oburiks Gizli Görevde" üç boyutun da avantajıyla tam bir görsel şölene dönüşmüş. Zaten Depardieu'nun performansı her şeyi kurtarmaya yetiyor. Gelelim "Gergedan Mevsimi"ne... Senaryosunun gerçek olaylara dayandığı iddia edilen ancak "gerçekliğin" cılkını çıkaran feci halde bir sanat filmiyle karşı karşıyayız. "Feci halde sanat filmi" tarifi, müsbet bir hadiseyi menfi bir sıfatla yüceltme gayreti değil. Hani canına okunmuş Türkçemizi örseleyen "korkunç güzel" benzeri bir yanlışlık yok bu ifadede. Sanat filmi; evet... Fakat feci halde... Önemli ve ilginç bir hikayeyi, önemli ve başarılı oyuncularla, bu kadar sıkıcı ve bu kadar iç karartıcı hale getirmek için, yönetmenin "sanat"a ve "gerçekliğe" abanması alışık olduğumuz bir şey. Yazık olmuş. Ve buradaki yanlış, gerçeğe dayandığı iddia edilen hikayeyi bu kadar çirkin ve filmi bu kadar karanlık hale getiren senarist ve yönetmen Ghobadi'ye ait. "Doz"u tutturamamak genelde özgüven aşımından kaynaklanıyor. "Bulut Atlası" ise birçok meşhur oyuncuyu bir araya getiren, aynı oyuncuların farklı karakterleri canlandırdığı, olayların geçmiş, bugün ve gelecek arasındaki etkileşimlerini anlatan fantastik bir film. Ne beklenildiği kadar sarsıcı, ne de iddiasına göre sönük bir film. Matrix'in oluşturduğu tesirin yanına yaklaşamaz ama bu tarzdan hoşlananlar mutlaka seyretmeli.