Çıta Yükseliyor!

A -
A +

Hem yazıp, hem yönetip, hem oynayınca... Yani filmin her şeyi olunca... Yani müdahale edecek kimse olmayınca... Hep olan şey olmuş ve Yılmaz Erdoğan Türk Sinemasının çıtasını yükselttiği filmine kıyamamış, onca güzelliğin arasında tek bariz kusura imza atmış, uzun tutmuş "Kelebeğin Rüyası"nı... Uzun filmlerin sonları da sıkıntılıdır. Biter gibi olur, bitmez bir türlü... Artık siz film akarken, çeşitli sonlar yazarsınız kafanızda... Ve biri tutar mutlaka... Ve tutar maalesef... Filmi uzun tutmak çoğu zaman filmin "son"unu da harcamaktır aslında. Ey yönetmenler, yapmayın etmeyin ve ne olur elinde makası olan birine güvenin deyip, filme geçelim... İnsan Yılmaz Erdoğan'ın başardığı karşısında, biraz da Mükremin triplerine girip kısadan "10 numara film olmuş" demek istiyor. Hâlbuki o kadar riskli ve zor bir konu ki... 1941'in tek parti döneminde maden işçilerinin hali ve mükellefiyet kanunuçok baskın ve dikkat çekici... Buna rağmen "şiir" asla ikinci planda kalmamış; o gri ve veremli zeminin üstünde umudun ve sevginin ışığı olarak aydınlatmış filmi... Şiir varken "ölüm" bile kanatmıyor içini seyircinin. Şaire bir başka mı yakışıyor ölüm ne? Bir tarafta millet tek parti zulmü altında aç, sefil, veremli... Diğer tarafta Cumhuriyetin seçkinleri çağdaşlaşmanın olağan nimetleriyle geğirirken... Behçet Necatigil ve iki şair talebesi... İlaveten, millete, ailesinin ve zümresinin baktığı yerden bakmayan bir güzel elit kız... Film sekans sekans ilerler... Kelebeğin rüyasında şiir şiir ilerliyor... Bir şiir nasıl tahlil edilebilir ki, sonuna kadar hazzında kaybolmak varken... Onun için "Kelebeğin Rüyası"nın konusunu anlatırken dağılıyor cümleler. Ancak teknik, ışık, ses ne geliyorsa aklınıza... Hollywood işi bir konfor ve güvenin eseri... Hele filmin açılışı... Tek kelimeyle mükemmel... Son bir not, tek parti atmosferini Kürt kimlikli bir sanatçının ele almasından rahatsızlık duyanlara... Mükellefiyet kanunu, ekmek karnesi, verem... Bunlar olmamış mı? Yaşanmamış mı? Açıkçası bir Kürt kardeşim, kendi uğradığı zulüm yerine, hepimizin kıvrandığı bir zulmü anlatmışsa ancak müteşekkir olurum. "Kelebeğin Rüyası" çok iyi film. Biraz uzun... Biraz Belçin Bilgin liseli kız için abartılı... Ama çok iyi film... İyi Seyirler...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.