Tabuları tartışmak

Başlıktaki ifadeyi çok beylik bir laf olarak görebilirsiniz. Zira kavramların içini boşaltmakta mahir bir ülkedeyiz. Müesses nizam, "demokratik bir hukuk devleti" olduğunu iddia ediyor mesela... İddianın hakikilik derecesini ise siz takdir edersiniz artık...Yukarıdaki başlığı -bence- değerli kılan, söyleyen kişinin kimliği...İşadamları, statüko, tabu gibi kelimelerden "itina ile" uzak dururlar. Bürokratik egemenlerle karşı karşıya gelmek istemezler. Eczacıbaşı grubunun başkanı Bülent Eczacıbaşının -ekonomik içerikli de olsa- "tabuları tartışalım" önerisi bu bakımdan ilgimi çekti. Eczacıbaşı, yaşanan dünya krizinin "boyut ve şiddet olarak" bir ilk olmasına atıfla, ekonomik bazı kabullerin de tartışılması gerektiğini söylemiş. Mesela "zinhar" uzak durulan "para basma" konusunu da değişen paradigma içinde tartışabilmek gerektiğine vurgu yapmış. *** "Para basmak", Türkiye gibi yıllar yılı büyümesini, refahını kronik enflasyona vermiş bir ülkede, düşünülmemesi gereken bir çözüm olmuş. Parasal genişleme, geçici ferahlık veren ama cezası tüm topluma "enflasyon" olarak kesilen bir savurganlık olmuş geçmişte...2001 faciasından sonra sağlanan mali disiplin ortamında da "konuşulması bile sakıncalı" bir mevzu haline gelmiş. İyi ki de gelmiş. Aksi halde bu ülke "küresel krizi filan beklemeden" çoktan iflas bayrağını çekmişti. Lakin bugün durum farklı...Dünya öyle bir durgunluk illetinin girdabına düştü ki, enflasyon kendiliğinden düşüyor. Konvansiyonel çarelerin hiçbiri, yer ile yeksan olan iktisadi büyümeyi tekrar sağlayamıyor. O halde sıradışı, belki de irkiltici başka yöntemlerin konuşulmaya başlanması lazım. Bülent Eczacıbaşı'nın bu çağrısı, bu açıdan çok önemli...Daha önce görülmemiş bir krizi çözmekte "denenmiş" yöntemler kifayetsiz kalabiliyor. Türkiye bu küresel kargaşadan az hasarla ve izafi olarak güçlenerek çıkacak. Dolayısıyla iş dünyasının "velveleci" tarafına kulak asmamak lazım...Ama Bülent Eczacıbaşı gibi "aklı selim sahibi ve sağduyulu" işadamlarına da cidden kulak vermekte fayda var.