Ve zirvede Beşiktaş'da haftayı kayıpsız geçti... F.Bahçe ve G.Saray'ın birer Ankaralıyı aynı skorla devirmesinden sonra, dün gece de siyah-beyazlılar, son Ankaralıyı tuş etti... Böylece, şampiyonluk şarkıları üç ağızdan söylenmeye devam etti... *** Bobo ve İbrahim Üzülmez gibi, iki büyük silahından, sakatlık nedeniyle faydalanamayan Beşiktaş, G.Birliği karşısında, daha ilk dakikalardan itibaren maçı koparacak bir anlayışta oyuna başladı... Rezil sahada, yine zemini bahane edip, klaslarına yakışmayacak futbol oynamaları beklenirken, Delgado ve Ricardinho inanılmaz hırs ve güzellikte maça başladı... Onların aynı akorttan çaldıkları her hücumda ayrı bir güzellik ve lezzet vardı... Hele Delgado'nun sol kanattaki rakibi bayıltan, hatta uzun süre ayılmamasına sebep olan zarif çalımları ve pasları, karşılaşmanın futbol yönünden zengin geçeceğinin ilk habercisiydi... *** Defansta Baki'nin, İbrahim Üzülmez'in görevine soyunması, göbekte Gökhan Zan ve İbrahim Toraman'ın kusursuz oyunu, 38 dakika her topa ayağını uzatan Mustafa Doğan'ın mücadelesi, Beşiktaş'ın defans zenginlikleriydi... Serdar ve Koray'ın, G.Birliği hücumlarındaki ilk frenleri de, siyah-beyazlı takımın en olumlu artılarıydı... Üç omuzu çıkık adamları, Gökhan Zan, Baki ve Koray'ın, sargılar içindeki mücadeleleri, bu yüzden, büyük anlam taşıyor ve alkışı hak ediyordu... Forvette, Burak'ın her zamanki vurdumduymazlığı yüzünden yalnız kalan Nobre'nin, çılgın savaşçı kimliği de dünkü Beşiktaş'a eklenince, Ankara'dan güle oynaya dönmenin mecburiyeti ortaya çıkmıştı... *** 20. dakikada Delgado'nun frikiğinde İbrahim Toraman'ın direkte patlayan şutu ve Nobre'nin fırsatçılığı, organize hücum anlayışının mükemmel örneğiydi... Bu golle moral bulan Beşiktaş, ikinci golünü de devre bitmeden, üstelik eski bir futbolcusu Adem'in kendi kalesini vurduğu pozisyon sonrasında iyice rahatladı ve bu moralle ikinci yarıda da üstünlüğünü her dakika sürdürdü... G.Birliği Teknik Direktörü Mesut Bakkal'ın kenardan çaresizlik içinde izlediği karşılaşmada, sahadaki futbolcuları ne onun istediğini, ne de kendi becerilerini oyuna yansıtabildiler... Çünkü karşılarında, koca sezonda bir elin parmakları kadar az futbol oynayabilen, F.Bahçe'nin yakalanamayacak bir ekip olmadığına inanmış mükemmel bir Beşiktaş vardı... Eğer, bu Ankara resitali, önümüzdeki 8 haftada da sürerse, F.Bahçe'nin başı çok ağrıyacak demektir...