Bu tip hazırlık maçlarının türlü bahaneleri olur... Kötü neticelerde, sığınacak çok limanı, iyi sonuçlarda da, hava atacak bol bahanesi... Ama maç maçtır... Eğer ligi erteleyip, günlerce bu karşılaşmaya odaklanmış, işi çok ciddiye almışsanız, o zaman söylenecek çok şeyi vardır bu maçın... *** Önce pembe gözlüklerimizi takalım... Maşallah meslek hayatımızda 25 kişilik kadronun tamamını esame listesine yazdırıp, sahaya çıkan ilk takım bizizdir her halde... Ordu gibiydik adeta... Havamız yerindeydi... Görüntü tamamdı vesselam... 6 gurbetçi, bir de sonradan vatandaş yaptığımız futbolcumuzla ilk on bir oluşturan Fatih Terim, İsveç'i önce tartıya aldı... Bizler de merak içinde beklemekteydik, yeni oyun anlayışımızı, yeni sistemimizi... *** Paolo Tagliavento'nun düdüğü ile pembe gözlüklerimizi çıkarıp, yerine kara gözlüklerimizi taktık... Bir anda iyi düşüncelerimiz ve umut dolu görüntülerimiz kayboldu... Kısa boylu bir ordunun, aynı çekicinin tezgahından çıkmış şimşir gibi adamlarıyla nasıl başa çıkacağımızı kara kara düşünmeye başladık... Üstelik Kuzey Kutbu'nun sarışın adamları maça bir de hızlı başlamazlar mı? Ayağa nokta atışı gibi paslar, hızlı hücum, oyunu kenara yayan bir anlayış, görev paylaşımını bir araya getiren rakibimiz, bize kök söktürdü ilk yarıda... Çünkü, her milli maç öncesi sakatlığı yüzünden "Büyük şanssızlık" diye üzüldüğümüz Yıldıray sahada yoktu, Nihat iyi vuruşlarını İspanya'da bırakmış gibiydi, Halil evlere şenlikti... *** Nasıl olsa, kulübemizde bir ton yedeğimiz vardı ya... "Birisi bize bu geceyi keyifli hale getirir" diye ikinci yarıya, yine pembe gözlüklerimizi takarak başladık... Arda ve Mehmet Yıldız da maça renk getirmişti üstelik... G.Saray'ın çok uğraşıp alamadığı kaleci Isaksson ilk yarıdaki rahatlığında değildi... Ama tüm beklentilerimiz boşunaydı... Hatta bir ara, Emre'nin gol atıp, basına o malum hareketi yapmasına bile razı haldeydik! Heyhat... Pembe gözlüklerle bile bu milli takımda bir ışık, bir zarafet, bir ümit göremedik.. Dileriz, bu anlayış, bu kadro, bu sistem anlayışıyla, Avrupa Finalleri'ne gitmeyiz... >> BENİM YILDIZIM Hiç kusura bakmayın...Tribündeki seyircisi misafir gibi oturan karşılaşmada sahada top koşturan ay-yıldızlı takımdan bir kutup yıldızı bulamadık... Affola...