Bilmece gibi!

A -
A +

En son söyleyeceğimiz sözü, baştan söyleyelim de rahat edelim: "Bu Beşiktaş, adamı fıtık eder." Sen bir devre, bu kadar ruhsuz, bu kadar mücadele kaçkını, bu kadar yardımlaşmadan uzak, bu kadar plansız, bu kadar beceriksiz bir takım ol; ikinci yarıda da bu kimlikle peş peşe goller bul... Gel de şaşırma... *** Beşiktaş, Mustafa Denizli ile ne zaman deplasman galibiyeti bulmuş? Taa ligin 7. haftasında, yani 19.10.2008 tarihinde Ankara'da G.Birliği karşılaşmasında... Aradan tam 4 ay geçmiş, bir ikinci deplasman galibiyeti yok... Bu nasıl bir "Büyük" Allah aşkına? Bu nasıl, şampiyonluk kovalayan anlayış? Maya tutmamış, aşı tutmamış, transferler fos çıkmış... Ve aradan 14 hafta geçtikten sonra, G.Antep'te ikinci mutluluk, ıkına sıkına yakalanıyor... İşte bu takım, şampiyonluğa koşuyor... Peki; koşar mı acaba? *** İlk yarıda 4 gol pozisyonu yakalayan, bir penaltısı verilmeyen G.Antepspor, Tabata eksikliğine rağmen arı gibi çalışırken, Beşiktaşlı futbolcular, dalda keman çalan "Ağustos Böceği" gibiydi sanki... Savunmada, topu ne kadar havaya dikerse, futbolu o kadar iyi oynadığını zanneden Gökhan Zan ve rakibin hücumlarında, topa ayağını sokma cesareti bulamayan, sadece yalancı markajla kovalamaya çalışan Sivok'un akortsuzluğu, Beşiktaş'ı ilk yarıda mahkum oynatan sebeplerdi... Orta sahada Cisse ve Ernst'in, kontrolsüz müdahaleleri ve hücuma zerre kadar katkıda bulunamayışları nedeni ile bu alan da, ev sahibi G.Antep'in "cirit attığı" çiftlik gibiydi... *** Bugüne kadar iki maçını, doğru dürüst hatırlayamadığımız Serdar Özkan'a, şurada ayıracağımız satırlara yazık... Bu genç yaşında, Beşiktaş'a zerre kadar fayda sağlamayan ama Denizli'nin vazgeçilmezleri arasında her zaman yer alan Serdar'ı kesecek, yedek kulübesinde kimse olamaması da Beşiktaş'ın büyük ayıbı aslında... İkinci yarıda, biraz olsun kıpırdanışı ve birkaç ortası olmasa, Serdar için, asla iyimser düşüncelere sahip olamayacaktık... 48 ve 51. dakikalarda peş peşe gelen, Nobre ve Tello'nun ustalıklarının eseri olan goller, kötü Beşiktaş'ın üstündeki sisi, bizim de gözümüzün pasını sildi ... Beklenmedik anda gelen bu iki gol sonrasında, gardı düşen G.Antep'in, Nobre'nin 3. golüne yapacak hiçbir şeyi kalmamıştı aslında... Bünyamin Gezer, bitiş düdüğünü çaldığında, biz hâlâ bu Beşiktaş'ın, üstelik deplasmanda G.Antep'i nasıl yendiğinin cevabını arıyorduk...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.