Çirkin sevdalar

Futbol, sadece sahada oynanmıyor... Nerede? Türkiye'de tabii... Adamı, arkası ve de yaptırım gücü olmayanların, sadece bilek ve kafa güçleriyle şampiyonluk kovalamasına imkân, ihtimal yok... Adam gibi oynamakla madam gibi oynamak arasındaki farkın her geçen gün büyüyen çirkinliği, ne yazık ki, hakkı olanın zafer kazanması anlamına gelmediği gerçeği var ortada... Kimse alınmasın, kimse gücenmesin... Türkiye'de değişime uğraması en zor olan futbolumuzun adaletsizliği, almış başını gidiyor meçhule... *** G.Saray'ın Trabzonspor'la oynadığı maçın gözlemcileri MHK'nın en üst seviyesindeki isimlerdi... Birisi Serdar Çakır, diğeri Sabri Çelik... Karşılaşmanın hakemi Mustafa Çulcu'nun ipin ucunu elinden kaçırdığı yönetim anlayışı sonunda notu, eğer 6'da kalmışsa, bu iyi bir yönetim göstermediğinin delilidir... Çulcu, Bülent Korkmaz'ın, Fatih Tekke'ye önce kafa-kol uyguladığı, sonra da tekmeyle yere indirdiği pozisyonu görmeyen bir hakem olarak, asla adaletli bir düdük olarak hatırlanmayacaktır... Hadi, Çulcu isteyerek veya bilmeyerek atladı bu pozisyonu... MHK'nın ağır topları Çakır ve Çelik'e ne demeli? Onların da raporlarında yok bu pozisyon... Ya Modragon'un kalesinden 100 metre koşarak gelip çirkin itirazlarda bulunması, kalesinin önünde Gökdeniz'e salladığı yumruk, maç bitimi hakemlere söylediği sözler niye görülmüyor raporlarda? Oysa gerek Çulcu ve gerekse gözlemciler, raporlarına bu çirkin pozisyonları yazsalar, Fatih Terim'in G.Saray'daki operasyonuna da yağ sürmüş olacaklardı aslında... *** Büyük takım kollama alışkanlıklarından vazgeçemeyen hakemlerimizden çoğu, İstanbul'da maç yönetememenin endişesiyle, suçlarına suç ekliyor... F.Bahçe maçında Tomas'ın penaltısına düdük çalamamanın cesaretsizliğindeki bir kişi, gelecek dönemlerde kariyerindeki lekeleri kolay kolay silemez... Beşiktaşlı Zago'nun tekmelerini, dirseklerini bir türlü göremeyen düdükler, bir büyüğe hizmet edeyim derken, Türk futboluna ihanet içinde olduklarının farkında değiller mi ki? İlhan'ın diklendiği kadar, Türkiye'de hangi futbolcu hakemlere gövde gösterisinde bulunuyor? Ve hangi futbolcu üç büyüklerin sporcuları kadar iltimas görüyor? Futbolu, önce kafalarında bitirmeyenlerin, lâf ebeliğiyle tesir altına aldıkları hakemleri, seyircisinin önüne atıp "Hadi çal da göreyim" tehdidiyle etki altında bırakması, hiç de hoş olmayan, etik değerlere ters düşen bir anlayıştır... Süper Lig'i, sadece F.Bahçe, G.Saray ve de Beşiktaş'ı memnu etme ligi olarak gören odaklar, bildiklerinden vazgeçmedikleri sürece, kimse bilek gücünden, alın terinden ve de zaferden bahsedemez... *** Anadolu'daki sahalarda olup bitenlerin, binde birinden haberimiz bile olmuyor... Çünkü her olay örtülüyor... Hele Yeniköy - Kastamonuspor maçında olduğu gibi, sahada kırmızı kart görenlerin soyunma odasında cezaları affedilip, tatil edilen maçın, gözlemcilerin de üstün (!) gayretiyle yeniden başlatılması, Türkiye'de kural hatalarının yapıldığı nice karşılaşmalardan sadece bir örnektir... Yeniköylü başkana (!) yaranmak uğruna, böylesine saçmalıklara imza atılıyor işte bu ülkede... Kimbilir, ne tehditler altında maçlar tescil ediliyor, puanlar birilerine peşkeş çekiliyor... Peki, Federasyon uyuyor mu? O, G.Saray'ın bir maçlık saha kapatma cezasını, Telekom müsabakasına denk getirip, nalıncı keseri gibi, hep "Büyüklerden" yana çalışmakla meşgul... Aslında bugüne kadar yapılan yanlışlıklar yüzünden bir dakika bile yerinde kalmaması gerekenlerin, hâlâ daha koltuklarında oturuyor olması, futbolumuzun şanssızlığıdır aslında... Biz hâlâ daha, Fatih Terim'i göndermenin, Lucescu'nun korkaklığını tescil ettirmenin, Daum'a deli mi, yoksa dahi mi apoletinin verilmesinin muhasebesini yapalım... Futbol sahada kazanılmıyor beyler... Avrupa futbolundan ağır ağır silinişimizin derdine düşeceğimize, kulis şampiyonluğunun peşinde koşmamız, bizim sporumuzdaki yaradır... Aspirinle tedavisi mümkünken, sporumuzu musalla taşına yatırmadan, gelin, hep beraber "Çirkin sevdalardan" vazgeçelim...