Güçlerin savaşı

A -
A +

Kırkpınar'da başpehlivanlık için mücadele eden iki mert pehlivanı seyreder gibiydik dün gece. İkisi de birbirinden merdane. İkisi de güçlerini son damlasına kadar kullanacak kadar savaşçı. Futbolun erkek oyunu olduğunu ispat edercesine saldırgandılar. Bu nedenle hem Trabzon'a, hem G.Birliği'ne helâl olsun demek düştü bizlere. *** G.Saray'ın sayılı birkaç maçı dışında dolduramadığı tribünleri, bu defa Trabzonspor akın akın istila etmişti. Böyle takım tabii ki yalnız bırakılmazdı. Böyle takımın peşinden dünyanın bir ucuna bile gidilirdi. Ziya Doğan'ın yenilmezlik damgasını vurduğu Trabzonspor, dün gece futbolun güzellikleri yerine, daha çok güce dayanan bir oyun sergiledi. Fatih Tekke'nin o futbol topuna hükmederek kenarlara yaydığı oyun şekli yoktu Trabzonspor'da. Agustine ve Mehmet Yılmaz'ın birbirlerine boş alan açamaması, hatta ve hatta birbirlerine girmeleri yüzünden Trabzonspor forvette adeta düğüm oldu. Gökdeniz'in arada bir parlayışı ile güzellik bulan hücum atakları dışında Trabzonspor oyunda yeterince ağırlığını gösteremedi. *** G.Birliği ise oyun anlayışları ve sahaya yayılışları yüzünden daha organizeydi. Serkan'ın, Ali Tandoğan'ın ve Skoko'nun kenarları iyi kullanan futbol anlayışları, gününde olan Trabzon defansını yine de zor durumlarda bıraktı. Ama futbolda gol olmayınca bal yapmayan arıdan farkınız kalmıyor. G.Birliği, bordo - mavililerin inanılmaz fizik gücü karşısında teslim bayrağını çekip kupaya veda ederken, Trabzonspor gibi güçlü bir rakibe yenilmenin ayıplanacak birşey olmadığının farkındaydı. İkinci yarıdaki baskıları Trabzonspor gibi bir takımı 45 dakika bunalıma soktu ama golden yana şansları dün gece onlarla beraber değildi. Ahh bir de karşılaşmanın sonlarında yaptıkları ayıplar olmasaydı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.