Kaosa "go home"

A -
A +

F.Bahçe bomboş otobanda rahat rahat giderken, birden karşı şeride geçip trafiği karıştıran lüks araba gibi sanki. Görünüşte çok kolay kazanabileceği bir maçı inanılmaz goller kaçırarak strese sokan sarı-lacivertliler, puan kayıplarına zor da olsa Rize'de son vererek, kapıya dayanan büyük bir kaosu şimdilik önlemiş oldu. *** Rize'de heyelanlara sebep olan müthiş yağmur, zaten bozuk zeminli stadı futbolcuların korkulu rüyası haline getirdi. Bu yüzden futbol kalitesi beklemek bizim için insaf ölçülerinin dışına taştı. Ama sahada mücadele eden iki taraf zeminin azizliğini asla bahane etmeyerek kıran kırana bir mücadele koydular ortaya. Daum'un sanki yönetime "Bakın elimde adam kalmadı" dercesine 5 gence 18 kişilik kadroda yer açmasının altında büyük mesajlar ve istekler yatıyordu. Anelka'yı harcama politikasından taviz vermeyen Alman hoca, tribünlerin göz zevkini hiçe sayarcasına Avrupalı yıldızı postalama operasyonundan vazgeçmemenin bedelini her geçen gün ödeyecek gibi. Ama zarar ona değil ki... Zarar üst üste iki şampiyonluk yaşamış F.Bahçe'nin sevenlerinin kalbine. *** Sarı ve lacivertin büyüteçle arandığı tuhaf formalar içindeki F.Bahçe'nin Rize karşısında ilk yarı skoru aslında 5-3 olmalıydı. En iyi futbolunu oynadığı zamanlarda bile bu kadar net gol pozisyonları bulamayan F.Bahçe, Alex, Semih ve Nobre'nin ayaklarından kolay kaçırdığı sayılar yüzünden ilk yarı stres içine girdi. Ve hep son saniyelerde gol bulmuş sarı-lacivertliler bu defa bir temdit penaltısıyla ilk yarıda aradığını bulamayan bir hazine avcısı gibiydi. Volkan'ın yapmak mecburiyetinde kaldığı penaltı, aslında Ümit'in ve Appiah'ın ortaklaşa hatalarının ürünüydü. Ama her şeye rağmen Volkan gibi F.Bahçe'nin kalesini koruyan bir kalecinin bu kadar dengesiz harekette bulunması affedilir cinsten değildi. *** İkinci yarının hemen başında Nobre'nin bu defa affetmeyen vuruşu beraberliği getirince Rize'nin gardı erken düşüverdi. Ama bu gol öncesi Nobre'nin topu alırken, elini kullanıp kullanmadığı golün güzelliğine gölge düşürdü. Ve arkasından Rize'nin hataları üst üste gelmeye başladı. F.Bahçe ikinci golünü de işte böyle bir rakip hediyesinden Semih'le bulunca, maçın akıbeti değişiverdi. Alex'in varlığı ile yokluğunun anlaşılamadığı maçta genel görüntü, bu maçın F.Bahçe'ye anasının ak sütü gibi helâl olduğuydu. Ama seyircisiyle bir türlü buluşamayan bu F.Bahçe'de büyük sıkıntıların takımın yakasına yapıştığı gerçeğini de göz ardı etmeyelim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.