Yola geldiler!

Sesli Dinle
A -
A +
Hah şöyle yahu. Sonunda doğruyu buldular... Yıllardır dövize yatırım yaparak büyük hata yaptıklarını anladılar Kaynak bizim içimizde diye diye dilimde tüy bitti. Ne diye yabancıların eline avucuna bakıyoruz. Evet, dövizden kaçış büyük bir hızla devam ediyor. 30 Aralık haftasında yerli yatırımcılar 3.1 milyar dolar daha sattı, toplam mevduatları 191.3 milyar dolara geriledi. Son iki ayda yapılan satışların toplamı tam 21 milyar dolar…
 
Kur korumalı mevduatta 1 yılda 50 milyar dolar satıldı. Merkez Bankasının kasasında toplam 129 milyar dolar var. Bunun 83 milyar doları nakit 46 milyar doları altın… Peki, vatandaş neden yıldırım gibi Türk lirasına geçiyor?
 
En büyük kazanç kapısı hâline gelen Borsa İstanbul’da pozisyon açmak için. BİST’te yatırımcı sayısı 4 milyona yaklaştı. Ama daha önce gündeme getirdiğim endişelerim devam ediyor.
 
Zira bu gelenler çok acemi, hemen rüzgâra kapılıyorlar. Geri çekilme başlayınca panik satışa geçiyorlar. Hem büyük zarara uğruyorlar, hem de piyasaya güven kaybettiriyorlar. Değişmeyen bir kural var, düşüşte satmayacaksın, bekleyeceksin. Elindeki rezerv parayla dipten alım yapacaksın.
 
Böylece hem ortalamayı aşağı çekeceksin, hem de sonrasında mutlaka yaşanacak yukarı harekette yüksek kazanç elde edeceksin. Büyük sözü dinleyin, kârlı çıkın.Bir başka önemli gelişme daha var. Peki, yağmur gibi döviz satışına rağmen kurlar neden düşmüyor? 
 
Bir defa daha söyleyeyim. Merkez Bankası, Türkiye'nin büyümesine odaklı politika izliyor. Büyümenin bayraktarı da ihracatçılar. Onlar yurt dışına çok mal sattığı için, hem üretim artıyor, hem de istihdam.
 
İşte bu yüzden Merkez Bankası kuru kontrol ediyor. TL'deki kayıpların sınırlı artışına izin verdiği için BİST’in %7 düştüğü bir ortamda kurlar yükselmiyor. 25 Kasım tarihli yazımda, “Rekabet Kurulu fahiş fiyat uygulayan zincir marketlere para cezaları kesiyor. Hâlbuki bunun yerine 3 ay süreyle ürünlerini %30 daha ucuz satma zorunluluğu getirilseydi, hem kandırılan vatandaş ihtiyaçlarını ucuz temin ederek kayıplarının önemli kısmını geri kazanacak, hem de enflasyondaki düşüş hızlanacaktı” demiştim.
 
Marketler benim sözümü mü dinledi, yoksa başka çare mi bulamadı, bilmiyorum. Ama ortada büyük bir indirim seferberliği başlattıkları gerçeği var. Binlerce ürün, fiyatları düşürülerek sabitleniyor. Buna ister asgari ücret ile memur ve emekli maaşlarına yapılan yüksek zamları kapma yarışı deyin, isterseniz Ticaret Bakanlığının yaptığı uyarıyı dikkate aldılar deyin, ne derseniz deyin.
 
Vatandaşım bir defa ocak sonuna kadar artık korkarak markete gitmeyecek. Bu bir. İkincisi indirim furyası büyük ihtimalle seçim sonuna kadar devam edecek. İnsanın aklına peki neden şimdiye kadar bunu yapmadılar diye bir soru takılıyor...
 
Muhalefetin gazına gelip, hükûmeti zorda bırakmak için sürekli etiketleri şişirdiler… Sonunda 6’lı masadan bir cacık olmayacağını görüp seçimi Cumhur İttifakı'nın açık ara kazanacağını anlayıp plan değiştirdiler. Ya da düşüşe geçen enflasyon karşısında zam yapamayacaklarını gördüler...
 
Ne olursa olsun. Sonuçta günlük hayat ucuzluyor, maaşlara yapılan zamlar uçup gitmiyor. Şimdi büyük bir indirim rekabeti başlayacak. Rakamlar giderek küçülecek...Brent petrol Çin’deki Covid vaka sayısının rekor düzeye ulaşmasıyla 78 dolara düştü. 5 Şubat’ta Avrupa Birliği’nin Rus petrolüne 60 dolar tavan fiyat uygulaması devreye giriyor.
 
Akaryakıtta indirimler başlıyor. Maliyetler küçülecek. Baksanıza Türkiye’nin 11 Ekim’de 577 olan 6 aylık CDS’leri (tahvil sigorta primi) 276 düzeyine geriledi. Yüksek faizle dünya küçülürken, Türkiye büyüyor. Uyguladığımız yeni sistem Nobel Ekonomi Ödülünü hak ediyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.