Avrupa'dan bakınca...

A -
A +

2014 Dünya Kupası grup eleme maçı için iki gün evvel Amsterdam'a geldik. Futbol Federasyonu "iyi bir başlangıç için" yayın yönetmenlerini de davet etmiş. Gerçi medya ile başlanan işlerin pek de hayırlı olmadığı görüldü ama Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Demirören'in BJK Başkanlığı döneminde (neredeyse bütün yayın yönetmenlerinin Beşiktaşlı olmasının da etkisiyle) gelenekselleştirdiği "medya destekli Avrupa Seferleri"ni federasyona da taşıdığı anlaşılıyor. Neyse Hollanda'ya dönelim... Bendeniz elbette haddimi aşarak bir futbol otoritesi gibi yanlış kurulan takımdan, ilk sınavdaki taktik hatalarından, bu fırsatın bir daha zor yakalanabileceğinden filan bahsetmeyeceğim. Bunlar, biz Amsterdam'ın su kanallarını sayarken Milli Takım'ın antrenmanından aldığı nefese kadar her şeyini takip eden değerli Spor Müdürümüz Naci Arkan'ın işi... Avrupa'dan bakınca...
BİZİM İLK DÜĞME YANLIŞ GALİBA... Dün gün boyunca Amsterdam'da dolaştık. Cuma namazını da kilise iken satın alınıp camiye çevrilen görkemli bir binada kıldık. Belki buralarda çok alışılmış bir ayrıntıdır ama beni oldukça etkiledi. Simetrik bir durumun Türkiye'de cereyan ettiğini düşündüm... Sonra maç saatine kadar caddelerde dolaştım. Ay-yıldızlı formalarla gruplar halinde dolaşan, tezahürat yapan Türk gençleri gördüm. Üstelik de etrafta bir tek polis memuru yokken... Bu manzaralar da beni çok düşündürdü. Yine Hollandalıların, bu maçın rövanşında aynı vaziyette İstanbul'da dolaştığını hayal ettim. Gerisini ise düşünmek bile istemedim... Maç öncesinde ise yol boyunca Türk bayraklarıyla süslenmiş konvoylar eşliğinde Amsterdam'ın Arena'sına geldik. Bizi stat civarında Türk ve Hollandalı taraftarlardan oluşan karnaval havasındaki kalabalık karşıladı. Maçı ise Milli Takım formalarımızla Hollandalıların arasında izledik. Hiç kompleks yapmayalım beyler... Avrupa'nın, her şeye rağmen demokrasi, insana saygı ve fair play hususunda bizden fersah fersah ileride olduğu her vesile ile ortaya çıkıyor. Bu özeleştiriye cevap olarak kimse bizim üstün meziyetlerimizden filan bahsetmesin. Zira, oradan baktığımızda durum daha da vahimleşiyor. Çünkü normalde bizim dinimizin, örf ve adetlerimizin bu meziyetlerin çok daha fevkinde telkinleri var aslında... Netice itibariyle spordan siyasete her alanda hâlâ Avrupa Kriterlerine ihtiyacımız olduğu anlaşılıyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.