Bir gariplik var ama...

A -
A +

Geçen hafta boyunca "FP'ye kilitlendik." İlgisi olan-olmayan herkes Anayasa Mahkemesi'nin vereceği kararı bekledi. "Ekonomik devrim" diye takdim edilen yeni kanunlar ve iç borç takası bile; FP'ye odaklanan piyasanın 'kılını kıpırdatamadı.' Sonunda 'beklenen' karar açıklandı. Tahmin edilenlerin dışında bir sürpriz yoktu. Ve tepkiler... Meğer FP'nin kapatılmasına; Anayasa Mahkemesi'nin birkaç üyesi dışında herkes karşıymış(!) Sanki, toplumdan kopuk birkaç kişi yine oturmuş ve Türkiye'yi zor durumda bırakan bu kararı almıştı... Gerçekten; uğrunda çok şey feda ettiğimiz 'demokrasi'ye rağmen, 'kişinin beyanı yüzünden kurumun cezalandırılması' garip bir durum. Ama bu 'gariplik' sadece kararı alanlardan kaynaklanmıyor. Zira adamlara verdiğiniz malzemeden bu yemek çıkıyor. Anayasa Mahkemesi üyelerini o göreve getirirken, "Kanunları uygulayacağına..." dair söz alıyorsunuz, uygulayınca da "Karara üzüldüm" diyorsunuz. Toplumun bütün kesimleri tenkit edebilir ama, 'mağdurlar' da dahil olmak üzere hiçbir siyasetçinin buna hakkı olamaz. Bu böyle gitmemeli... Yıllardır bütün parti sözcülerinin konuşmalarına rağmen, küçük siyasi hesaplar yüzünden 'asgari' de olsa 'müşterek' bir noktada buluşamayıp adaleti 'eskimiş kanunlara' mahkum ediyor sonra da verilen kararları beğenmiyorlar. Adaleti sağlamakla görevli olanlara yeni ve hatasız bir terazi vermekle yükümlü olanlar, yıllardır bu görevini ihmal ediyor sonra da davayı görüşmekte olan üyelere 'değişik' tavsiyelerde bulunuyor. Umarız bu gelişme; 'komisyona havale' edilen Anayasa değişikliğini hızlandırır ve Türkiye, çağımıza ve 'insan'a yakışan kanunlara kavuşur. Yoksa isim ve tabela değiştirmekten ibaret olan kısır döngü devam edip gidecektir. Bize göre medyanın odaklanması gereken esas nokta da budur. İşte haberin gücü 'Alanın da verenin de kârlı çıktığı' gerçek özelleştirmeye biz de karşı değiliz, aksine geç kalınmasına karşıyız. Ama bor madenleri konusunda durum böyle değil. Türkiye'yi gelişmiş ülkeler kategorisine sokabilecek ekonomik ve stratejik bir kaynak, yabancılara teslim edilmek isteniyordu. Yani "Kurtuluşumuz borda" ama bir de bor'u kurtarabilseydik... Bu, özelleştirme değil, özbe'öz-elleştirme' idi. Zaten bizzat özel sektörün temsilcisi birçok oda başkanı başta olmak üzere, toplumun büyük kesiminden gelen tepkinin sebebi de buydu. Bu tepkilere sayfalarımızda yer verdik, konunun etraflı olarak anlaşılması için dizi yazılar yayınladık. Konu bazı duyarlı üyeler tarafından TBMM'ye getirildi. İlgili bakanlığın da bu hassasiyeti Bakanlar Kurulu'na taşıması sonucu bor madenlerimizin 'özelleştirilmesi'nden vazgeçildi. Gerçi; bu olumlu noktaya gelinmesinde büyük payı olan bazı gönüllü kuruluşlar, hükümetin bu kararına ihtiyatla yaklaştıklarını zira, bunun bir 'manevra' olabileceğini açıkladılar ama biz hükümet üyelerinin; devletini ve milletini seven insanlar olduğunu, olumsuz gelişmelere müsaade etmeyeceklerini düşünüyoruz. Bu sonuçta büyük pay sahibi olan yayınlarımıza katkıda bulunan; yazarımız M. Necati Özfatura başta olmak üzere bütün arkadaşlarımıza teşekkür ederiz. Bir başarının hikâyesi... Yaklaşık üç ay önceydi... F. Bahçe'nin; dolayısıyla da başkan Aziz Yıldırım'ın en popüler günleri. Arkadaşımız Şekip Hazar, "Fener'in şampiyon olması durumunda başkanın, bir manevra yapıp genel kurul isteyeceği ve böylece muhaliflerden kurtulacağı" yolunda bir haber getirdi. Biraz dudak bükerek, 1 Nisan 2001 tarihli nüshamızda, "Yıldırım'ın gizli planı" başlığıyla yayınladık. Aynı gün, sayın başkanın imzasını taşıyan ve arkadaşımızı müfteri ilan eden ve bozgunculukla suçlayarak 'vicdanıyla başbaşa' bırakan bir sayfalık açıklama ile haberimiz acilen yalanlandı. *** Aradan günler geçti... 26 Mayıs günü, nefes kesen bir mücadeleden sonra Samsun'u deviren Fener ipi göğüslemiş ve "efsane geri dönmüştü". Sadece 4 gün sonra; zamanının büyük bölümünü tebrikleri kabul etmekle geçiren başkan Aziz Yıldırım; belki de en mutlu olması gereken günlerde, gözyaşları arasında yaptığı "Bırakıyorum" açıklamasıyla herkesi şaşırtıyor(!) Ve son perde... Yaklaşık bir aydır şaşkınlığı üzerinden atmaya çalışan kamuoyu, tam bu kararı içine sindirmeye başlamıştı ki, arkadaşımız Şekip Hazar yine 'aykırı' bir haberle sahneye çıktı. Geçen Cuma günkü nüshamızda yer alan "Yıldırım, devam" başlıklı haberimizi belki çoğunuz, "Hadi canım sen de" diyerek okudunuz. Ama başkan Aziz Yıldırım, önceki gün "Beklenen karar"ını bir basın toplantısıyla açıklayarak; Türkiye okuyucuları hariç herkesi bir daha şaşırttı. Üç aylık serüven 'mutlu son'la noktalanmış, 'vicdanlar rahatlamıştı.' Ayakaltındaki sır... Trilyonlar harcanan yatırımın akıbetini düşünen yetkililer, metro kazısı esnasında İstanbul'un göbeğinde ortaya çıkan tarihî şehri aylarca medyadan gizlemeyi başarmış. Gerek sanat, gerekse İstanbul'un geleceği açısından son derece önemli olan bu gelişmenin kamuoyu ile paylaşılmasını sağlamak da bizim görevimiz. Uzun bir formalite dizisini tamamlayarak gerekli izni alan Kültür Sanat Yönetmenimiz Özcan Ünlü'ye ve haberin sadece Türkiye sayfalarında yer almasını sağlayan Tolga Uslubaş arkadaşımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Sizi bekliyorlar... Abonelerimiz, adlarına düzenlenen kartlara kavuşmanın sevincini yaşarken, TürkiyemCard'la tanışarak Türkiye ailesine dahil olanların sayısı da her gün artıyor. Elinizdeki TürkiyemCard sebebiyle alış verişlerinizde yüzde 50'ye varan indirim uygulamak için sizleri bekleyen firmaların sayısı da 5 bini aştı. Sisteme dahil olan kuruluşların, günlük hayatınızda ne kadar yeri olduğunu önceki gün yayınladığımız listelerde gördünüz. Kampanyamızın yeni üyelerini fırsat buldukça sizlere duyurmaya devam edeceğiz. Bizden Haberler * Muhterem yazarımız M. Necati Özfatura'nın oğlu ve Yazıişleri'nden İrfan Özfatura'nın kardeşi (TGRT ekranlarından tanıdığınız) Mehmet Özfatura ile İHA elemanlarından Hatice Akkaya evlendiler. Genç çifti kutluyor, mutluluklar diliyoruz. * Ahmet Fırat'a gelen yeni kardeş Denizhan Türkeş, Şüphesiz ailesine de yeni bir mutluluk getirdi. İstihbarat Sorumlumuz Reşat Şüphesiz ve eşi Ayşe hanımı tebrik ediyoruz. * "Teslimiyet" kelimesi yeni bir anlam daha kazandı. Çünkü o şimdi; Kültür Sanat Yönetmenimiz Özcan Ünlü'nün, yayınlanan dördüncü şiir kitabının adı... Okuyanı bol olsun. * Gazetemizin emektar elemanlarından Ali Şirin bir toruna daha kavuşurken, Teknik Servis elemanlarımızdan Adem Şirin de 'dayı' oldu. Minik Fatma Nur'a uzun ömürler diliyor, Şirin ailenin bütün fertlerini ve Ayşe-Selim Beytorun çiftini kutluyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.