Bu 'Yol' nereye?

A -
A +

Merhaba Gazetelerin birinci sayfalarında, dış politika ağırlıklı manşetler çoğunluktaydı bu hafta... Son 6-7 günün manşetlerini tekrarlamak gibi bir niyetimiz yok. Ama, birkaç başlığımıza dikkat çekmek istiyoruz. Zira, Türkiye açısından çok önemli olduğunu düşündüğümüz bu gelişmeler, gazetemizden başka yerde 'haber' olarak değerlendirilmedi(!) *** ABD Başkan Yardımcısı Cheney, "ikna" gezisinde bize de uğradı. Detayları, iç ve dış basına birkaç gün sonra 'yansıyan' "Sıkı pazarlık"la, Irak'a yapılacak operasyonun bize ve bölgeye çok pahalıya mal olacağı, aslında şu anda bunu gerektirecek bir sebep de bulunmadığı uzun uzun anlatıldı. 'Yakın gelecekte' bir operasyon düşünmediklerini söyleyerek 'bizi rahatlatan' Cheney, Türkiye'nin öneminin ABD'de tam anlaşılmadığını(!) da vurgulayarak ülkesine döndü. Birkaç gün sonra, ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz, "Bush kararlı, zaten bizim kanıta da ihtiyacımız yok. Irak, silah denetçilerine izin verse de vuracağız" dedi. İşte gerçek buydu. Kuzu, yukarıdaki kurdun 'suyunu bulandırmıştı' bir kere. Turlar, görüşmeler, pazarlıklar, rahatlatan beyanatlar görüntüden ibaretti. Ya AB'nin son oyunu Yıllardır onlar 'buyuruyor' biz yerine getirmek için gayret sarfediyoruz. Bazı 'talimatlar'ını anlıyor, "Bunlar kendimiz için de gerekli" diyoruz ama bir çoğunu, niçin yapmamız gerektiğini bir türlü anlayamıyoruz. Ülkeyi AB'ye 'götürmek'ten sorumlu Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ı bile çileden çıkaran "Egoist Avrupa", binlerce gencimizi şehit eden teröristleri kucağına basıyor, askerlerimizin sabrını taşırarak, "AB gelsin şehitliği görsün" dedirtecek uygulamalar yapıyor. Ama, teröristleri 'besleyip' bize karşı kışkırttıkları defalarca ispatlanmasına rağmen, "İnsan hakları" maskesiyle 'icraat'larına devam ediyorlar. Hatta bu uğurda, 'besledikleri kargaların bazan kendi gözlerini oymasına' bile katlanıyorlar. Bu 'Yol' nereye çıkar?.. Elimize tutuşturdukları Yol Haritası'nı izlemek için canımızı dişimize takıyoruz. Biz kan ter içinde kıvranırken bir "Küstah adam" çıkıyor ve yolla-izle hiç ilgisi olmayan 'Rumca' bir şart daha ileri sürüyor, "Bunu yapmazsanız AB'yi unutun" diyor. Engelli koşu gibi birini aşmadan bir yenisi çıkan ve hiçbir 'kriter'e uymayan bu şartlar bizi nereye götürecek diye kara kara düşünürken, müzmin sevdamız Avrupa, bir iyilik daha yapıyor ve 'yolun sonu'nu haber veriyor. Avrupa Konseyi, (kendi tabirleri ile) "İşgal edilmiş Hıristiyan kentindeki mahzun Ayasofya"yı kilise yapmak için teşebbüse geçen 27 parlamenterin önergesini görüşüyor. AK Türk Delegasyonu Başkanı Uluç Gürkan'ın tepkisiyle de 'sabitleşen' skandal bütün basın-yayın kuruluşlarının malûmuydu ama, "AB'nin yeni hedefi Ayasofya" başlığı sadece Türkiye'de yer aldı. Şimdi bize, bu (son olup olmadığını bilmediğimiz) 'şart'ın hangi kritere dahil olduğunu ve bu 'harita'yı izledikçe karşımıza daha neler çıkacağını kim izah edecek? *** Görüşmek üzere...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.