Çabamız boşa mı?

Merhaba, Filistin topraklarında ikinci haftasına giren 'can pazarı'nı detaylarıyla sizlere aktarıyoruz. Olanları, "Filistinli ölüyor, İsrail oyalıyor, dünya ağırdan alıyor" şeklinde tek cümlede özetlemek mümkün. Terörü ve teröristi kimse savunamaz. Ama, 'güya' herkesin mutabık olduğu bir kural daha var: Birinin suçu yüzünden bir başkası cezalandırılamaz. Ya bir milleti komple terörist ilan etmek?.. "Çabuk ol" mesajı mı? ABD'yi dünya hakimiyetine götüren yol haritası Ortadoğu'dan geçmiyor herhalde... Zira, 'potansiyel tehlike' gerekçesiyle Irak'ı yerle bir etmek için fırsat kollayan Amerika; Filistinlileri yok etmeyi hedefleyen 'devlet terörü' karşısında kılını bile kıpırdatmıyor. Tavırlarını 'lider'e göre belirleyen BM ve diğerlerini ise zaten 'yok' sayabilirsiniz. "Katliama ek süre mi?" başlığımız, izleyen günlerde en çok sorulan soru oldu. Çünkü, günlerdir savunmasız insanlar öldürülürken siz diplomatik teşebbüse bile -ki, bu 'hiçbir şey' demektir- bir hafta sonra başlayacağınızı ilan ediyorsunuz. Bu umursamazlık karşısında bazan 'boşa mı kürek çekiyoruz' endişesine kapılsak da başta biz basın mensupları olmak üzere herkes, katliamı durdurmak için elinden geleni yapmalıdır. Tedbir bizden... Arada bir sarsıldıkça hatırlayıp tartışmaya açtığımız, sonra da korkumuz geçince tekrar rafa kaldırdığımız 'depreme hazırlık' yolunda çok önemli bir adım atıldı. Köprü ve viyadüklerin sağlamlaştırılması için gerekli ödenek ayrılmıştı. "Çok güzel ama keşke her alanda hazırlık yapılsa" dedik ve peki ya "Okullar ne olacak" diye sorduk. Çünkü herkesin 'bir gün mutlaka' inancıyla beklediği İstanbul'da; her şeyimiz olan çocuklarımızın toplandığı okulların elden geçmesi gerektiğine inanıyoruz. Topluma faydalı bir habere daha imza atan arkadaşımız Osman Sağırlı'ya teşekkür ederiz. *** Görüşmek üzere...