İşin sırrı...

A -
A +

Merhaba, Yıl dönümleri insanı geçen yıllara döndürüyor... Biz de bir 22 Nisan'ı daha idrak ettiğimiz şu günlerde geri dönüp bakıyoruz ve 'şanlı' bir geçmişe sahip nadir kurumlardan biri olduğumuzu hissediyoruz. Çünkü 36 yıllık tarihimizde utanılacak bir sayfamız veya çelişki oluşturacak tek lahzamız yoktur. Hizmet abidesi kişilerin emekli maaşlarıyla kurduğu Türkiye gazetesi zamanla İHA ,TGRT ve İhlas Net'in de doğmasıyla büyük bir 'medya ailesi' olurken, 'ömür boyu' titizlikle çalışarak kazanılabilecek önemli 'fark' ile de diğerlerinden kesin bir çizgiyle ayrılmayı başarmıştır. Aslında bir 'amaç' olmayıp, insanlara hizmette 'araç' olarak kurulan gazetemiz her nüshasında aynı çizgiyi korumuş bugüne kadar da öyle gelebilmiştir. Sevginin gücü... Gazeteciliği 'amaç'tan ziyade, insanlığa hizmette bir 'araç' olarak gören beş kişilik idealist ekibin başlangıçta ortaya koyduğu samimiyet ve fedakârlık, bugüne kadar hiç değişmemiş, binlerle ifade edilen ekibin tamamınca paylaşılagelmiştir. O günlerde de, şimdi de herkes işine kalbini de koyduğu için ortaya çıkan ürün hep 'farklı' olmuştur. Sevgi, altın yığınlarının sağlayamayacağı bir güce sahiptir. Yoksa, her ilden İstanbul'a baskı için bölge ekleri 'yağdığı' yıllarda, montajcımız M. Asım Gök'e başka hangi güç; el âlem bayram yaparken, yardımcısı Muaviye Gül ile birlikte üç gün boyunca eve gitmeden montaj yaptırabilirdi!.. İşte İhlas'ı, 'sıradan bir iş yeri'nden ziyade, en değerli varlığı bilen nice isimsiz kahramanların, bütün aile bireylerini de içine alacak kadar sınırsız fedakârlıkları, gazetemizi bütün basın mensuplarının gıpta ettiği ve girmek için can attığı bir kurum haline getirmiştir. Bilen biliyor... Bu gönül bağı, hemen her müessesenin doğuşunda başrol oynamış ama genellikle kurumsallaşmaya kurban gitmiştir. Bu yüzden kimi tarihe karışmış kimi de büyümüş ama benliğini kaybetmiştir. Burada işin sırrı, müessesenizin varlık sebebi olan vefakâr kişilerin unutulmamasıdır. Müessesenizin sağlam bir zeminde büyüyüp gelişmesi için 'kurumsallaşma' elbette şarttır ama 'ruhsuzlaşma'dan... Dünyanın önde gelen şirketleri yıllarca bu girdapta bocaladıktan sonra 'insan'ı yeniden keşfetmiştir. Oysa Peygamber Efendimizi gerçek anlamda rehber edinenler bu gerçeği çoktan biliyordu. Nitekim 36 yıldır samimiyet ve hizmette liderliğimizi yürüten Enver Ören Ağabey, bir vefa abidesi olarak her zaman 'insan'ı her şeyin önünde tutmuştur. Bugün yönetim kadromuzun çoğunu, o zor günlerin fedakâr simaları oluşmaktadır. Bir zamanlar kucağındaki yüzlerce gazete ile listesine bir abone daha ilave etmek için çırpınan arkadaşlarımız, bugün aynı anlayış ve gayretle birer bölümün sorumluluğunu yürütmektedir. Bu anlayış elbette daha nice yıl dönümlerini idrak edeceğimizin de habercisidir. İyi haftalar. > Bizden Haberler * Geçen hafta, bütün bilgiler bize tam olarak intikal ettiği halde yayında vuku bulan eksiklik yüzünden üzüntüye sebep olan haberi DÜZELTEREK tekrar yayınlıyor ve ilgililerden ÖZÜR diliyoruz: Adil Solmaz'ın oğlu Halid Solmaz, Fahrettin Tıbıkoğlu'nun kızı Emine Büşra ile evlendi. * Ayrıca, Osman Kökçe'nin oğlu Abdullah Kökçe, perşembe günü gerçekleşen bir merasim sonucu Yakup Kaya'nın kızı Hatice ile hayatını birleştirdi. Genç evlilere mutluluklar diliyor, yakınlarını kutluyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.