"Medya taraf olmalı"

A -
A +
PEKİN Dün Urumçi'den Pekin'e geçtik. Yol 4 saate yakın sürüyor. Ama saat ayarı değişmiyor. Daha doğrusu ben Türkiye'nin her yerinde aynı saat dilimini kullanmanın yanlış olduğunu düşünürken 11 katımız genişlikteki Çin'in her yerinde aynı saat dilimi kullanılıyor. Neyse biz yine Pekin yoluna dönelim... Uçakta, mütevazı ve mütebessim tavırlarıyla her zaman dikkat çeken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Taner Yıldız ile biraz sohbet imkânı bulduk. Sohbetin konusu elbette enerjiydi... Sayın bakan da enerji ihtiyacımızın karşılanması konusunda medyanın yerli kaynakları teşvik yönünde birazcık iltimas yapması gerektiğini söyledi. Malum bizde işin magazin tarafıyla ilgilenmek modadır. Medyamız da bu modacılara ilgi göstermeyi pek sever ya... Enerji bakanımız da bu noktada biz medya yöneticilerinin biraz daha sorumlu davranmamız gerektiğini söylüyor. Ve ekliyor: Dünyayı en çok kirleten ABD Kyoto Sözleşmesini imzalamadı. Ama bizden bu konuda her türlü fedakârlık bekleniyor. Hoş biz kirlettiğimiz kadarını temizleyelim ama sen de kendi kirini temizle; bu kadar yıldır kirlettiğini bana temizletmeye kalkma. ABD önden buyursun, biz de peşinden gidelim. Hani her konuda Amerika'yı izlememiz isteniyor ya!.. ASRIN ASIL NÜKLEER BOMBASI ENERJİ Enerji konusunda dışa bağımlılığın beraberinde getirdiği olumsuzlukları sürekli yaşıyoruz. Son doğalgaz zammı buna en açık örnek. Tamamen sizin dışınızdaki sebeplerden kaynaklanan çok küçük bir gelişme bir anda sizin enerji faturanızı zıplatıyor. Hatta bu olumsuzlukların her zaman masumane sebeplerden kaynaklanması da gerekmiyor. Bazen özellikle sizi bitirmek için de sun'i sebepler oluşturulup enerji darboğazında boğulmanız da hedeflenebiliyor. Zaten artık çağımızdaki uluslararası mücadele artık topla-tüfekle veya modern silahlarla değil, neredeyse tamamen enerji savaşları şeklinde cereyan ediyor. Amerika, İran'ın nükleer bomba üretmeye çalıştığını ispatlamaya çalışıyor. Bence bu, göstermelik gerekçe. Nitekim İran, "sadece nükleer enerji üretiyoruz" diye yemin billah ediyor, ABD duymuyor. Çünkü, şımarık çocuğu İsrail'in asıl isteğini yerine getirmek için bu konuyu "Saddam'ın kimyasal bombaları"(!) gibi kullanmak istiyor sadece... Zira, İran petrol rezervine nükleer enerjiyi de ekledikten sonra neyine lazım nükleer bomba... HOPDEDİKS'LER BİTMİYOR Hatırlarsınız, Bergama'da altın üretimi konusunda zavallı Eurogold firmasının 'çevreciler'den çekmediği kalmamış, bu işe girdiğine gireceğine pişman olmuştu. Oysa yıllar sonra anlaşıldı ki bu gösterilerin tamamını Türkiye aleyhine faaliyetlerden sabıkalı bir Alman vakfı finanse, hatta organize ediyormuş. Hatta bu durumun trajikomik hikâyesini arkadaşımız Osman Sağırlı, "Hopdediks'i kim kandırdı" başlığıyla haber yapmış, tam sayfa yayınlamıştık. Nükleer enerji konusunda ülkemizde yaşananlar da bundan farklı değil. Bütün gelişmiş ülkelerin nükleer enerji üretimi ile ilgili rakamlar ortada dururken sıra bize gelince nükleer enerji üretimi birdenbire "büyük bir ihanet" oluyor. Daha bitmedi. Aynı çevreler, HES'lere de çevreyi tahrip ettiği gerekçesiyle karşı çıkıyor. İyi de bu kardeşlerimizin, hızla artan enerji ihtiyacımızı nasıl karşılayacağımız konusunda bir fikri var mı acaba? Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Enerji Bakanı Taner Yıldız ile birlikte Urumçi'deki Büyük Cami'yi ziyaretimiz sırasında, heyetteki ikinci SONY NEX-7 sahibi Mücahit Arslan'dan fotoğrafımızı çekmesini rica ettik; sağolsun bizi kırmadı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.